2015 Yılında Piyasalar...

08.12.2014
'Yılın son pusulasında borsa, döviz ve altına ilişkin 2015 beklentilerimi paylaşacağım'

<ımg class="yeniImg" border="0" hspace="10" vspace="5" src="http://i.bigpara.com/i/55big/eral_karayazici.jpg" align="left">Yılın son pusulasında borsa, döviz ve altına ilişkin 2015 beklentilerimi, önümüzdeki yılın en önemli risk başlığının ne olduğuna yönelik görüşlerimi ve strateji önerilerimi paylaşacak, bir sonraki pusulayı 05.01.2015 tarihinde yayınlayacağım.

Eral Karayazıcı
Gedik Yatırım Yurtiçi Satış Müdürü
ekarayazici@gedik.com

2014 yılında borsaya yönelik olarak “ yurtiçinde sıra dışı şartlar yinelenmedikçe sıra dışı fiyatların da ( 65.000 altı BIST gibi ) bir daha görülmeyeceğini ve genel konsensüsün aksine 2014 yılı içinde hisse senedi fiyatlarının normal düzeylere ( BIST için 85.000 – 95.000 ) yükselmesini beklediğimi” 13.01.2014 tarihli pusulada paylaşmıştım. İlgi duyan okurlar 11 ay önceki bu yazıya aşağıdaki linkten ulaşabilir.

http://www.gedik.com/GetData/FnnWebDosya.ashx?Dizin=AnalizDosyaKlasoru&File=1401.pdf&DownloadFile=130114_pusula.pdf

Gerçekten de 2014 hisse senedi yatırımcısı adına verimli bir yıl oldu. Borsa % 26 artış kaydederken, altın ve döviz cephelerinde maç berabere bitti. Altın ( TL bazında ) % 3 yükselirken, döviz sepeti % 1,5 değer kaybı yaşadı.

2015 arifesinde borsa artık sıra dışı bir ucuzluğa sahip değil. Döviz ve altın ise geçen yıla kıyasla göreli bir iskontoya sahip. Bu iskonto yeterli mi altın ve döviz 2015 yılında iyi bir getiri sağlayabilir mi yazının devamında irdeleyeceğiz.

2015 Yılında Piyasalar

Önümüzdeki yıl adına bardağın dolu tarafında dünya genelinde büyümenin görece güç kazanacağı gerçeği var. Ekonomik büyüme hızında göreli artış şirket satışlarının ve karların artması sonucunu doğuracak. Bu nedenle borsaların ana rotasının yukarı olması muhtemel.

Piyasalar adına itici güç olacak bu gerçeği tehdit edebilecek, zaman zaman algıyı tersine yöneltebilecek içsel ve dışsal öncelikli 4 risk görüyorum.

Bu risk başlıklarını irdelemek üzere Suriye, Ukrayna, IŞİD gibi konularda sıkça görüşlerine başvurduğum ve tahminlerine çok güvendiğim bir dostuma hafta sonunda şu soruları yönelttim;

2015 yılında Yunanistan (cumhurbaşkanlığı) , Portekiz ve İspanya’da (parlamento) seçim var. 2012-2013 döneminde Avrupa genelinde Syriza ve benzeri radikaller yükselişteydi.

1- Avrupa’da ekonomi ağır adımlarla da olsa düzeliyor. Bu politik cenapta radikallerin yükselişini kesti mi yoksa seçimlerde Syriza ( Yunanistan’daki AB karşıtı radikal parti ) benzeri oy artışları riski halen güçlü şekilde varlığını koruyor mu?

2- Türkiye Haziran 2015 seçimleri öncesinde piyasa etkisi gösterecek kalibrede gerilimlere aday mı, yoksa bu seçim cumhurbaşkanlığı seçimi kadar sakin değilse de görece sorunsuz atlatılacak mı?

3- Yurtiçinde çözüm sürecinde bir pazarlık yaşanıyor. Bu pazarlık toplumu germeden perde arkasında mı devam eder ( özellikle de önümüzdeki 6 ay ) yoksa restleşmeler içerecek ve sokağa yansıyacak biçimde mi gelişir?4- Kış koşulları IŞİD konusunda ne tür etkiler gösterir ? Türkiye veya dünyada eyvah IŞİD dedirtecek gelişmeler yaşanması riski ne boyutta ve risk artacaksa ne zaman gündemde öne çıkabilir?  PUSULA okurları seni özledi :)

Politika analisti dostumun ikinci, üçüncü ve dördüncü soruya verdiği yanıtları 05.01.2015 tarihli pusulada paylaşacağım. Ancak özetle bu 3 risk başlığında görünümün pozitif olduğunu ve piyasalar adına önemli bir tehdit oluşturmasını beklemediğini ifade edebilirim.

Ancak Avrupa’da siyasi cephe dikkate almamız gereken riskler içeriyor. İlk soruya verdiği yanıtla devam edelim;

En Büyük Risk Avrupa

Aslında doğasında vardır; ekonomideki olumsuz gidişat her zaman sola yarar. Dı aslında, şimdiye kadar. Avrupa'da görünen o ki, tüm bu ekonomik olumsuz gidişat, yarattığı sosyal sorunlar ve bir de tüm bunlara son dönemde IŞİD sayesinde eklenen yabancı düşmanlığı ve İslamofobi, Avrupa'da tepki oylarını (aşırı) Sağ'a çekiyor. Sağ'a çekemediği yerde de (aşırı) sola çekiyor.

Aşırı sağ görüşlü Syriza, son anketlere göre, Yunanistan'da bugün seçim olsa, birinci parti. Ve de genel seçimler çok uzak değil!

İngiltere'de ise Nigel Farange'nin AB karşıtı ve göçmen düşmanı UKIP'i 100 yıl sonra Muhafazakar Parti ile İşçi Partisinin duopolüne son verdi, Avrupa seçimlerinden %28 oy oranı ile birinci parti çıktı. Ve hala da yükselişte.

İspanya'da ise, bu sefer sol bir parti, 10 ay önce kurulan Pablo İglecias'ın Podemos - Yapabiliriz Partisi birinci parti konumunda. İspanya'da da dupol kırılıyor. Genel seçimler ise Aralık 2015'te!

Fransa'da sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande sayesinde sol zaten yerlerde sürünüyor. Üstüne üstlük aşırı babası Jean Marie Le Pen'in tencere dibin kara seninki benden kara kızı Marine Le Pen'in başında olduğu aşırı sağcı Ulusal Cephe'si inanılmaz bir yükselişte. Ardından, ondan daha iyi olmayan ve artık başında eski dost  Sarkoyz'nin olduğu UMP geliyor. Hepsi aşırı ulusalcı ve Avrupa karşıtı.

İtalya deseniz, İtalya 2013'te iktidara gelen Demokrat Parti'nin başındaki sempatik insan Matteo Renzi ile bir ivme yakaladı siyaseten... Ama o da son dönemde sekteye uğradı. Evet, beklenilenin aksine Avrupa seçimlerinden çok güçlü çıktı ama İtalya'nın girdiği resesyon ve son dönemde ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları (EXPO 2015 - Roma'da devlet-mafya ilişkileri) iktidarı yıpratıyor. Geçtiğimiz hafta yapılan son kamuoyu yoklamasında Renzi'ye olan destek ilk defa %50'nin altına inerken, yabancı düşmanı ve ayrılıkçı partisi Lega Nord'u merkez sağa yaklaştırarak hafif rota değiştiren genç Matteo Salvini  yükselişte.

Avrupa'nın itici gücü Almanya'da da işler o kadar tıkırında gitmiyor. Merkel % 30'a geriledi. Irkçı NPD ilk defa Avrupa Parlamentosuna temsilci soktu. Ve Merkel hala kemer sıkma politikalarında ısrar ediyor.

Esasen bu kemer sıkma politikaları Avrupa'daki her türlü musibetin sebebi. Ekonomik kriz ortamı  düzeliyor gibiyse de yok olmuyor. Avrupa Birliğinin, özelde Avrupa Komisyonu'nun ve de Avrupa Bankasının, baskıcı para politikaları başta Yunanistan olmak üzere İtalya'yı, Fransa'yı, İspanya’yı ve Portekiz'i yıldırdı.

Sağ ya da sol, tepki akımlarının doğup, yükselişe geçmesinin ana sebebi ekonomik kriz değil, Avrupa Birliğinin baskıcı politikaları. Yani, ekonomi düzeliyor diye tepki hareketlerinin siyasette doğuracağı çalkantı ve de neticesinde politik istikrarsızlık tehlikesinin geçeceğini düşünmüyorum. Tam aksine...

Avrupa Fay Hattı Ne Zaman Harekete Geçebilir?

Bu değerlendirmeden hareketle kritik bir fay hattı olan Avrupa riskleri piyasalara yansıyabilir mi hemen nabza bakalım. Aşağıdaki grafikte sıkça paylaştığım 10Y İspanya – Almanya tahvil faizi farkı var.

Grafiği büyütmek için grafiğin üzerini tıklayın...

<ımg border="0" src="http://i.bigpara.com/i/55big/08122014_grafik1.jpg">

Bankacılık kesimi problemli olan İspanya 2008 krizi öncesinde Almanya ile aynı maliyetle borçlarını çevirebilirken, mortgage krizini takiben iki ülke faiz farkı % 1 düzeyine yükselmişti.

2010-2012 döneminde ise AB borç krizi adı ile yaşadığımız artçı şokta bu fark % 6 ’ya kadar yükseldiyse de 2014 yılında tansiyon düştü ve iki ülke faiz farkı % 1,06 ‘ya kadar geriledi.

2015-2016 döneminde uluslararası piyasalarda baskı yaratacak düzeltmelere gerekçe teşkil edecek faktör ne ( faiz artırım sinyali de fiyatlandıktan sonra ) FED ne IŞİD. Bence 2011-2012 dönemini hatırlatacak biçimde Avrupa olacağa benziyor.

Gerek birliğin dağılması riskini tetikleyecek siyasi akımlar & seçim sonuçları, gerek ise bu akımın tahvil piyasalarına yansımaları ( borç stoku yüksek ülkelerde tahvil faizlerinin hızla yukarı gitmesi ile ) dünya genelinde borsalara sert satış getirecek, altının değer kazanmasına yardımcı olacaktır.

Bugün haftalık, aylık vadede değil 2015 geneline ilişkin görüşlerimi paylaşıyorum. Şu anda Avrupa tahvil piyasalarında asayiş berkemal. Avrupa Merkez Bankasının genişlemeci adımları ve buna devam edeceği yönündeki açıklamalar ile faizler düşüş eğiliminde.

Ancak bu iyimser rüzgarda da bence sona yaklaşılıyor. Ekim içinde 1,65 ‘e fırlayan ve tüm borsalara satış getiren İspanya – Almanya 10Y faiz farkında ben % 0,85 seviyesini potansiyel bir dip adresi olarak görüyor,

2015’de faizlerde aşağı yönlü hareket alanı kalmayınca negatif haber akışına reaksiyonların daha şiddetli gelişebileceğini ve tüm piyasaları etkileyebileceğini düşünüyorum. Yıl içinde bu cepheyi sıkça tartışacak, öncü sinyal olarak yararlanmaya ve okurlara aktarmaya çalışacağım.

Çünkü Avrupa tahvil piyasalarında riskli İspanya-İtalya tahvilleri ile güvenli Alman tahvilleri  arasındaki faiz farkı tempolu biçimde yukarı gittiğinde bu hareket borsalara satış geleceğinin iyimser iklimin karamsar iklime dönüşeceğinin yani mevsim geçişlerinin habercisi olacaktır.

2015 yılı içinde Avrupa’nın dağılmasını, zincirleme kazalar yaşanmasını beklemiyorum. Ancak FED sonrası süreçte bu kıtaya yönelik korkular filizlendikçe 3-4 ay aralıklar ile özellikle de borsalarda hissedilir med-cezirlere neden olmasını bekliyorum.

Borsa İstanbul

Borsa İstanbul için değerlendirme yaparken sıkça tekrarlanan bir hata daha önce görülen en yüksek ve en düşükleri referans alarak bir ucuz & pahalı rayici oluşturulmasıdır.

BIST 100’de işlem gören şirketlerin büyük çoğunluğu düzenli kar ederler. Dağıtmayıp aktife ekledikleri kazançlarla her yıl öz-sermayeleri ( varlıklar – borçlar ) % 10-12 kadar yükselir. Öz-sermaye artışları oranında da fiyatların yükselmesi gerekir, ( gecikse de ) öyle de olur.

Bu nedenle geçen yıl lokal gerekçeler ve dünyada etkili olan gelişen ülkeler paniğinin etkisi ile test edilen 61.000 seviyesinin 2015 karşılığının ( aşırı ucuz hisse senedi fiyatları karşılığı ) 68.000 puan olduğunu söyleyebiliriz.

2015 yılı içinde bu seviye test edilebilir mi ? Haber akışı ve gelişmeler eş negatiflikte olursa elbette edilebilir. Ancak ben gerek FED gerek AB menşeli gelişebilecek negatif haber akışının bu düzeyde bir karamsarlığa işaret etmesini ve aşırı ucuzluğa neden olmasını beklemiyor,

2015 genelinde Borsa İstanbul’da aşağı yönlü riskleri çok ucuz hisse senedi fiyatlarını ihtiva ettiğine inandığım 72.000 – 76.000 bandı  ( $ bazında 32.000 ) ile kısıtlı buluyorum.

Grafiği büyütmek için grafiğin üzerini tıklayın...
<ımg border="0" src="http://i.bigpara.com/i/55big/08122014_grafik2.jpg">

BIST 100’ün ( dolar bazı ) yukarıda yer alan logaritmik grafiğinde 2003, 2009 ve 2014 en düşüklerinin birleştirilmesi ile elde edilen temel trend desteği ( alttaki kırmızı çizgi ) bir nevi öz-sermaye artışlarından kaynaklanan çok ucuz rayicini teyit ediyor ve her yıl zamlanıyor.

Ben 2015 yılı içinde yaşanabilecek satış dalgalarının bu temel trend desteğinin test edilmesinden öte bir geri çekilmeye neden olmasını beklemiyor, her geri gelişin tasarruflarda hisse senedi ağırlığını arttırmak için fırsat sağlayacağını düşünüyorum.

• Peki endeks 2015 içinde çok ucuz hisse senedi fiyatları sunan seviyelere ( 72.000-76.000 bandı ) geriler mi?

Önümüzdeki 2-3 ay içinde FED etkisi ile Borsa İstanbul’un 80.000 puanın altına sarkarak yılın ikinci yarısı içinde de Avrupa‘nın tetikleyeceği parçalı bulutlu hava ile 80.000 puana yaklaşarak birkaç cazip alım fırsatı sunabileceği görüşündeyim

• 2015 genelinde yukarı yönlü potansiyel nedir?

Uzun zamandır paylaştığım üzere Borsa İstanbul’da 2015 yılının ilk yarısı için asgari 93.000, ikinci yarı için asgari 105.000-110.000 beklentimi koruyorum. ( $ bazında 50.000-51.000 )

Bu beklentiye asgari kelimesini düşen petrol fiyatları nedeni ile geçen hafta ekledim. Haziran seçimlerinden sonra ekonomi yönetiminde kadro değişse bile felsefe korunursa ki, öyle olacağını düşünüyorum, Türkiye ekonomisi önemli bir avantaj yakaladı. Bunun piyasa etkisi pozitif sürprizlere neden olabilir.

Özetle 2015 yılının bir aşağı iki yukarı bir eğilimle borsada yükselişin süreceği bir yıla sahne olacağını düşünüyorum. Ancak ilk hareketin FED etkisi ile aşağı yönde gerçekleşeceğini ve Borsa İstanbul’un önümüzdeki yılı 1-0 geriye düştüğü maçı 3-1 kazanan bir takım gibi tamamlayacağını tahmin ediyorum. 
Futbol maçlarında hakemlerin işi zordur; bir penaltı pozisyonunda ya düdüğü çalar ve penaltıyı verirler, ya da devam kararı alırlar. Yarım penaltı gibi bir seçenek yoktur.

Oysa finansal piyasalarda karar almak kolaydır. Çözemediğiniz zaman yarım, çeyrek penaltı verebilir, hamleyi öngörünüzdeki iddia ağırlığında oluşturabilirsiniz.

Tıpkı bugünlerde olduğu gibi 2015 genelinde de karar alınmasının güç olduğu kesitler yaşayacağız. Yatırımcılara kararsız kaldıkları kesitlerde borsaya ayırdıkları tüm kapital ile pozisyon almak yerine, futbol hakemi olmayışlarının avantajını kullanmalarını ve portföylerindeki hisse senedi ağırlığını kademeli biçimde arttırıp & azaltmalarını öneririm.

Aralık Ayında Piyasalar

Geçen hafta açıklanan güçlü ABD verileri ile gelişen ülkeler negatif ayrıştı. Ben bu göreli zayıf halin 17 Aralık tarihli FED toplantısına kadar sürebileceğini düşünüyor,

ABD Merkez Bankasının bu toplantıda faiz artırım sinyali vermese de, bir sonraki toplantıda ( 28 Ocak 2015 ) sinyal vereceğini düşündüren bir selektöre imza atacağını tahmin ediyorum.

Bu baskı ile geçen hafta % 1,2 değer kaybeden Borsa İstanbul’da beklenen kötü haber olarak radara yerleşen FED toplantısı gerçekleşene kadar ana rotanın aşağı olma olasılığını daha yüksek buluyor,

<ımg class="yeniImg" border="0" src="http://i.bigpara.com/i/55big/08122014_tablo1.jpg">

Yıl kapanışının ve 82.000 puan civarından ibrenin yukarı dönmesinin FED toplantısından çıkacak mesajlara bağlı olduğunu düşünüyorum.

Benzer biçimde FED etkisi ile önümüzdeki sekiz işlem gününde USD/TRL’de ve EUR/TRL ‘de yükselişin devam etmesi ihtimalini daha yüksek buluyor, bu vadede dolarda 2,2350 ve euroda 2,7680 ‘in aşağı geçilmesinin zor olduğunu tahmin ediyorum.

2015 Yılında Döviz Cephesi

Önümüzdeki 2-3 aylık kesitte ABD Merkez Bankasının faiz artırım sinyali vermesi veya vereceğinin önceden net bir biçimde anlaşılması ile döviz cephesinde son bir yükseliş hareketi yaşanacağını,

Bu periyotta USD/TRL ‘de asgari 2,34 azami 2,44 seviyesinin test edilmesi ile tepe adresine ulaşılacağını, bu hareketi takiben pozitif beklentilerini tüketecek doların korunaksız kalacağını ve 2015 genelinde değer kaybedeceğini düşünüyorum.

Grafiği büyütmek için grafiğin üzerini tıklayın...

<ımg border="0" src="http://i.bigpara.com/i/55big/08122014_grafik3.jpg"> 

2015 yılında doların özellikle de TL karşısında sanıldığı kadar güvenli bir liman olmadığı görüşündeyim. ABD para birimini, FED etkisi ile kısa vadede risk almaya uygun görmekle birlikte bu hareket gerçekleştikten sonra, bir belki iki yıl aşağı eğilimli bir seyirle altına yatırım yapanların son 3 yılda uğradığı kaybı anımsatan riskleri barındırdığını düşünüyorum.

2,26 ‘dan dolara geçenler 2 yıl sonra kur aynı yerde kalsa en bakkal hesabı ile % 18 TL cinsi faiz getirisinden mahrum kalarak reel kapitalden % 18 zarar yazar. Bu süreçte % 10 kadar da kur aşağı gelirse dolar zengini olayım derken kapitalin ¼’ü silinebilir.

İşte bu nedenle FED faiz artırım sinyali verdiğinde hareketlenecek ABD parasına koşmak veya eldeki dolara dört elle sarılmak yerine, “ beklenen iyi haber geldi piyasa beklentiyi alır gerçekleşmeyi satar “ felsefesi ile tasarruflarda dolar ağırlığının minimize edilmesinin daha doğru olacağını, 2015 sonunda USD/TRL ‘de 2,00 seviyesine gerileme yaşanması riskinin hafife alınmaması gerektiğini düşünüyorum.

2015 Yılında Altın Cephesi

Altın için 3 yıldır negatif görüşler paylaşıyorum. Her artmadığı yıl TL cinsi tasarruflarda % 9 kadar faiz gelirinden mahrumiyetle kapitalin 1/10‘ unu eriten bu finansal enstrümanda 2015 ilk çeyreği içinde FED etkisi ile son bir satış dalgası daha yaşanacağını düşünmekle birlikte,

Olası bu geri çekilmenin gram fiyatta 76 - 80 TL bandından tasarruflarda altına yer vererek risk almak adına doğru fiyat & doğru zamanlama oluşturacağı görüşündeyim.

Grafiği büyütmek için grafiğin üzerini tıklayın...

<ımg border="0" src="http://i.bigpara.com/i/55big/08122014_grafik4.jpg">

Çünkü 3,5 yıldır ABD Merkez Bankasının varlık alımlarını sona erdireceği ve faizlerde artırıma gideceği beklentisi ile değer kaybeden bu finansal enstrümanın söz konusu iki risk de gerçekleştikten ( FED’in  faiz artırım sinyalini vermesini takiben ) sonra,

Piyasalarda hiçbir parti & hiçbir matem sonsuza kadar sürmez kuralından hareket ile ibreyi yukarı çevireceğini ve Ons Altın’ın 2015 yılı ikinci yarısı içinde 1.500 – 1,600 $ bandına, gram fiyatın da 95 – 105 TL aralığına yönelebileceğini düşünüyorum.

Anlık – Günlük Değerlendirmeler

Genel stratejiye yönelik görüşlerimi her pazartesi BIG PARA ‘da yayınlanan köşe yazım pusula ile okurlara aktarırken, haber akışına bağlı anlık değerlendirmeleri & günün içindeki seyre yönelik tahminlerimi twitter adresimde (@eralkarayazici) düzenli olarak paylaşıyorum.

05.01.2015 tarihinde yayınlanacak bir sonraki pusulada görüşmek dileği ile...
Eral Karayazıcı

  • BIST
  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
9.525 Değişim: -0,06% Hacim : 84.989 Mio.TL Son veri saati : 18:05
Düşük 9.476 18.04.2024 Yüksek 9.602
Açılış: 9.565
32,5178 Değişim: 0,22%
Düşük 32,3698 18.04.2024 Yüksek 32,5411
Açılış: 32,4475
34,7713 Değişim: 0,14%
Düşük 34,6200 18.04.2024 Yüksek 34,8972
Açılış: 34,721
2.492,23 Değişim: 1,22%
Düşük 2.456,07 18.04.2024 Yüksek 2.499,96
Açılış: 2.462,29
  • PİYASALAR
  • ENDEKSLER
Sembol Son %
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.