Önemli hareketlere hazır olun!

USD dün “TCMB faiz indirmedi” haberiyle 2.1504 TL seviyesinden başladığı günde gelen satışların etkisiyle 2.1279 TL seviyesine kadar gevşemiştir <ımg hspace="10" vspace="5" align="left" src="http://i.bigpara.com/i/55big/Hikmet-Baydar.jpg">TCMB dün faizlerle ilgili kararını açıkladı. Gecelik ve haftalık repolarda faizleri değiştirmedi. Ancak geç likidite penceresinde faiz oranını 15’den 13.5 seviyesine indirdi.

Hikmet BAYDAR
www.3-goz.com

Nedir bu geç likidite penceresi ve kurlara etkisi olur mu?

Bankalar piyasadan ihtiyacı olan Türk Lirası’nı bulamadıkları takdirde mecburen TCMB’ye giderek bu imkanı kullanıp borçlanmaktadırlar. Bunun için piyasada ihtiyaç olunan TL’nin bulunmaması gerekir.

Bildiğiniz gibi kurlarda daha fazla yükselişin olmaması için TCMB repo ile fonladığı tutarda sınırlamaya gidip piyasayı TL konusunda sıkıştırmıştı. U durumda da bankalar mecburen TCMB’nin bu imkanını kullanmak durumunda kalıyorlardı.

Dolayısıyla burada faizlerin düşmesi son derece olumlu bir sinyal oluyor. Artık bankalar son çare olarak başvurdukları kaynakta 1.5 puan faiz indirimini kapmış durumdalar. Bu durum banka fonlama maliyetlerine olumlu katkı yapacaktır.

Ne zaman bu imkan artık tamamen kullanılmaz ve piyasadan ihtiyaç duyulan TL temin edilir, o zaman bu faizin etkinliği de(piyasanın üzerinde olduğu için) kalmaz.

Şimdilik kurlara etkisi çok fazla hissedilmese de yukarı yönlü etkileme riski var.

TL’nin değer kazanması için TCMB’nin döviz satımı yerine döviz alım ihalesi açması gerektiğini daha önce belirtmiştik. Bir yandan döviz satım ihaleleri açarken faizleri önemli oranda indirmek politika çelişkisi olacağından faiz indirimi öncesi döviz satım ihalelerinin son bulması gerekiyor. İlk beklentimiz budur.

Dünya Bankası ile ilgili dün yayınlanan haber çok ilgimizi çekti; Haberde, Türkiye’nin AB’nin vize uygulaması olan tek aday ülke durumunda olduğu ifade edilirken vize konusundaki sıkıntıları belirten haber dün bigpara’da da yayınlandı. Eğer AB bu uyarıyı olumlu cevaplandırırsa son derece önemli bir gelişmenin önü de açılacak. Bu durum TL’nin değerlenmesine neden olur.
Ukrayna ordusunun şehre girerek Rusya yanlılarına operasyon başlatması bölgede tansiyonu artırmıştır. Bu konuda gelişmeler ekonomik gelişmelerden daha önemli olduğundan yakından takip edilmesinde fayda var.

Diğer yandan Cumhurbaşkanlığı seçimi de gün sayıyor. Bu konuda yapılan nabız yoklayıcı anketlerle ne yapılacağı kararlaştırılacak. Bu nedenle de yavaş yavaş hareketli günlere doğru gidiyoruz. Kritik bir süreç.

Gelelim dövizde neler olduğuna;

€/$ paritesinde son günlerde neredeyse “aynı tas aynı hamam” dedirtecek bir hareket yaşanıyor. 1.3800 seviyelerinin biraz altında biraz üstünde oyalanıyor görüntüsü var. Orta vade yukarı sinyalleri de iyice zayıflamış durumda. 1.3785 seviyesinden işlem geçmesi yukarı sinyalleri riske girdi demek olacak. Şimdilik yatay seyirde ve net bir trendi yok. Bu arada ufak kar için alınan pozisyonlar bir anda sert sürpriz hareketlerle zarar yazabilir. Bu nedenle mevcut banda bakıp aşırı risk almamak lazım.

USD dün “TCMB faiz indirmedi” haberiyle 2.1504 TL seviyesinden başladığı günde gelen satışların etkisiyle 2.1279 TL seviyesine kadar gevşemiştir. Daha sonra gelen alımlarla 2.1352 TL seviyesine kadar yükselen parite bu sabah 2.1341 TL seviyesinden işlem görmektedir.

Bollinger band grafiğinin daralması önümüzdeki dönemde önemli hareketlerin sinyali olarak görülebileceğinden dikkatli olmamız gerekiyor. Orta vade grafikler yukarı yönü işaret etmeye devam ettiğinden 2.1770 TL seviyesine kadar yükseliş potansiyeli hala devam ediyor. Önemli destek 2.1270 TL seviyelerindedir.

Avro dün 2.9744 TL seviyesinden başladığı güne aynı haberin etkisiyle satışlarla devam etmiş ve 2.9420 TL seviyesine kadar gevşemiştir. Bu sabah ise 2.9534 TL seviyesinde yükselerek işlem görmektedir. Orta vade yukarı sinyallerinin gelmeye devam ettiği paritede hala 3.0000 seviyelerini test etme potansiyeli devam ediyor.

Önerimiz; yukarı sinyalleri hala devam etmekte olan USD/TL paritesinde 2.1300 TL seviyelerinden alıcılı olarak mevcut çıkış potansiyelini değerlendirmek mantıklı görünmektedir.

Saygılarımızla,