Merkez Bankası’nın faiz indiriminin yankıları sürüyor

Türkiye Bankalar Birliği yöneticileri, Merkez’e yöneltilen eleştirilerin normal olduğunu belirtti

<ımg class="yeniImg" border="0" src="http://i.bigpara.com/i/55big/yuzde_hesaplama.jpg">

Merkez Bankası’nın faiz indiriminin yankıları sürüyor. Türkiye Bankalar Birliği yöneticileri, Merkez’e yöneltilen eleştirilerin normal olduğunu belirterek, “Dünyanın her yerinde bir tek banka konuşulur o da merkez bankaları. Eski Fed başkanı Ben Bernanke de çok eleştirildi ve konuşuldu“ yorumunu yapıyor.

16 bankanın genel müdür ve genel müdür yardımcısı seviyesinde temsil edildiği Türkiye Bankalar Birliği (TBB) yönetimin önceki akşam, sektördeki güncel gelişmeleri değerlendirmek üzere ekonomi basını ile bir araya geldiği toplantıya  ‘Merkez Bankası’ damgasını vurdu. hurriyet.com.tr'den Hülya Güler'in haberine göre; TBB Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, merkez bankası uygulamalarının tartışılmasını doğal bulduklarını belirterek, “Eski Amerika Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke de çok tartışılıyordu. Herkes görüşünü söyleyecek” yorumunu yaptı.

YASAL ÇERÇEVESİ İÇİNDE

TBB Yönetim Kurulu Üyesi ve TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ise, Türkiye’de Merkez Bankası’nın bağımsızlığının tehdit altında olduğunu düşünmediğini söyleyerek, “Neden düşünmediğimi de söyleyeyim, dünyanın her yerinde bir tek banka konuşulur o da merkez bankaları.

PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...

Ben Bernanke hakkında konuşulanları da görmek lazım. Sonuçta Merkez Bankası kendi yasal çerçevesi içinde karar veriyor ve uyguluyor” dedi.

FAİZ İNDİRİMİ YERİNDE

TBB Yönetim Kurulu Üyesi ve İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ise Merkez Bankası’nın son faiz indirimine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Gıda ve petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle enflasyon da aşağı yönlü bir trend başladı. Bu durum Merkez Bankası’nın belli bir ihtiyaç ile yaptığı faiz artırımında, indirime gitmek için bir açmış oldu. 2015’in ikinci yarısından itibaren Merkez Bankası’nın bu olumlu gidişin teyidini görerek hareket edeceğini düşünüyorum. Son olarak yapılan 50 baz puanlık indiriminde bu yönde bir hareket olduğunu düşünüyorum. Bu indirimin yerinde, ölçülü ve gelecek dönem verilerini dikkate alarak yapılmış bir karar olduğu görüşündeyim. Büyümenin sınırlı olduğu bu ortamda indirime gidilebilecek bu alanın kullanımında biraz daha cesur olmak gerekebilir. Yani faiz artırımında nasıl proaktif olunuyorsa, indirimde de böyle kararlı olunmalı.”

ABD’deki tartışma kurtarmayla ilgiliydi

BEN Bernanke’ye yönelik eleştriler faiz politikalarına yönelik eleştirilerden çok, 2008’deki kriz sürecinde sıkıntıya düşen bankalar için uygulanan kurtarma programlarının zamanlaması ve içeriği konularında yoğunlaşmıştı.

Reformda sıra reel sektörde

2015’in ekonomik olarak daha iyi bir yıl olmasını beklediklerini kaydeden TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin’in ‘Küresel Gelişmeler, Tükiye Ekonomisi ve Bankacılık Sektörü’ başlıklı sunumu öncesinde Hüseyin Aydın, şu değerlendirmeyi yaptı: “Büyüme tüm sektörler için önemli. İç tasarruf artışı da büyüme için elzem. Tedbiri elden bırakmadan büyümeye devam etmeliyiz. Bankacılık sektörü gerekli reformları hayata geçirdi sıra reel sektörde reformlara geldi. Biz bankalar olarak ülkenin büyümesine katkı sağlayan ve finansal matematiği doğru olan her girişimi destekleriz. Ancak bankaların üzerinde çok ağır yükler var. Bunlar kredi maliyetlerini artırıyor ve büyümeyi yavaşlatıyor.”

Zimmetin kredi ile bağı yeniden tanımlanmalı

TBB Başkanı Hüseyin Aydın, son dönemde sorunlu kredilerin yapılandırılması konusuyla ilgili olarak gündeme gelen zimmet suçu ile ilgili, “Biz bankacılar ‘zimmet suçu kalksın’ demiyoruz. Zimmet kalsın ama bunun kredi ile olan bağı yeniden tanımlansın. Kredinin yapılandırılması ile ilgili daha önce otoritelere sunduğumuz maddenin bankacılık kanununa eklenmesini istiyoruz” dedi.  Toplumun ve siyasilerin sorunlu kredilerde yapılandırmayı istediğini hatırlatan Aydın, “Suriye ile iş yapan bir müşterinizin sıkıntıya düştüğünü ve 36 aylık kredisini yapılandırarak 48 ay vadeye çıkarmak istediğini düşünün. Bunu zimmet suçu olarak değerlendiren mahkeme kararları var. Oysa geçmişte uygulanan İstanbul Yaklaşımı, Anadolu Yaklaşımı yasal altyapısı olan birer yapılandırma. İşin doğrusu hayatında hiç ticaret yapmamış bir banka denetçisine yapılandırma ile ilgili kararımızın hesabını vermek istemiyoruz. Ayrıca bu konudaki risk iştahımızın azalmasını da istemiyoruz. Büyümek için bizim kredi vermemiz lazım. Hiçbirimiz sorunlu kredi vermek istemeyiz ama göremediğimiz bir şey için suçlanmayı arzu etmiyoruz” diye konuştu.