Yatırımcıya uyarı: Bu fırsatı kaçırmayın!

21.10.2013 - 08:32 | Son Güncelleme :

ABD’deki ertelemenin kısa keyfi mi sürülecek, yoksa 3-5 ay sonraki daralan sermaye-döviz girişlerine esaslı bir program hazırlığı mı yapılacak?

<ımg hspace="10" vspace="5" align="right" src="http://i.bigpara.com/i/55big/349imkbborsa3.jpg">ABD’deki ertelemenin kısa keyfi mi sürülecek, yoksa 3-5 ay sonraki daralan sermaye-döviz girişlerine esaslı bir program hazırlığı mı yapılacak? Zaman kötü kullanılır ve bu fırsat harcanırsa takvim olarak üçlü seçim serisinin ilkine, yani yerel seçime rastlayacak. O zaman daha fazla dalgalanmaya hazır olun.

Biz bayram tatilinde iken, ABD’deki bütçe ve borç krizine çözüm sadece erteleme sağlanarak bulundu. Bütçe ödenekleri için 15 Ocak 2014’e kadar, borç limiti için ise 7 Şubat 2014’e kadar Kongre onayı sağlandı.

Yani ‘testi çatlamadan’, anlaşmazlıklar 3 aylığına rafa kaldırıldı. Aralık ayında yeniden bu konu ısınacak. Hürriyet Gazetesi`nden Uğur Gürses`in haberine göre; bugünden görünen ve bizi çok yakından ilgilendiren bir sonucu var bunun; ABD’de merkez bankası Fed, tahvil alım programını kısmaya hemen başlamayacak. Aralık ayında başlaması bile olanaklı değil artık. Bütçe ve borç limitinde bir uzlaşma olursa Fed’in alımları kısmaya başlaması en erken Mart 2014’e kalır.

ALTIN FİYATLARINDAKİ ANLIK DURUM İÇİN TIKLAYIN...

DÖVİZ KURLARINDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...

Bu durum, iyi kullanılırsa Türkiye’deki ekonomi politikası yapıcılarına verilmiş altın değerinde bir ‘zaman çeki’. Kötü kullanılır, harcanırsa takvim olarak üçlü seçim serisinin ilkine yani yerel seçime rastlayacağından daha fazla dalgalanmaya hazır olmak gerekecek.

TÜRKİYE’DE EKONOMİ KIRILGAN

Son dönemde sadece mali piyasa analistlerinin değil, IMF ve AB (Komisyon) gibi kurumların da ortak biçimde dile getirdiği bir tablo var; Türkiye’deki ekonominin kırılgan bir dengede olması. Cari açığın yüksek seviyede olması ve iç tasarrufa dönük fazla bir çaba olmaması; değişen küresel atmosfer karşısında en büyük risk. İşte bu tabloda, ortaya çıkan Orta Vadeli Program deyim yerinde ise hiçbir hikâyesi olmayan ‘dostlar alışverişte görsün’ programı sunuyor kamuoyuna.

Krediyi verene yani finansal kuruluşlara ‘fren’ yerine, alanlara ‘mekanik fren’ içeren kararlar alınıyor. Yine fiyat değil, miktar üzerinden kredi kısıtlama çabası var. Oysa bugünkü finansal sistem, kendisine mekanik kısıtlar koyan otoritelerden çok daha deneyimli; kendine yeni yöntemler bulması zaman almayacaktır.

2010’da girişilen deneyde de, faize ellemeden miktarı sınırlamaya dönüktü. Ama en başında, basit bir aritmetikle bankaların fon maliyetinin düşürüldüğü ortaya çıkıyordu. Nitekim amaç o günlerde kurdaki yükselişi durdurmak için olsa da Ekim 2011’deki sert faiz artırımı ile krediler yavaşlatılabilmişti. Türkiye, küresel kriz öncesinde (2007) milli gelirinin yüzde 31’i kadar kredi hacmine sahipken, artışla 2013 yılında 20 puanlık artışla yüzde 50’nin üzerine getirdi. IMF verilerine göre, finansal olmayan kesimin kaldıraç oranı (borç/özkaynak) 2007’de yüzde 65’den 2012’de yüzde 105’e ulaştı. Türkiye gelişen ülkeler içinde bu alanda artış şampiyonu.

ÖNÜMÜZDEKİ 3-5 AY KRİTİK

Şimdi özellikle ‘el parası ile’ kredi büyütenler arasında hız kesmeye pek de niyetlenmeyen Türkiye gibi gelişen ülkelerin yanıtlamak zorunda oldukları soru bu; ABD Kongre’sinde 3 ay ötelenen bütçe ve borç krizi nedeniyle Fed de alım programındaki kısıntıyı erteleyecek, sermaye akımı yeniden gelişen ülkelere doğru akacak. Bunun kısa keyfi mi sürülecek? Yoksa 3-5 ay sonra yeniden karşılaşılacak ve yeni bir patikaya girecek olan daralan sermaye-döviz girişlerine esaslı bir program hazırlığı mı yapılacak?

Yeni küresel ekonomik konjonktürde Türkiye’nin; ‘hikâyesi olan’, reform ajandası ve takvimi içeren yeni bir ekonomik program ortaya koymadan, yüzde 4-5’lik sürdürülebilir büyüme patikası sağlaması zor olacaktır. Önümüzdeki 3-5 ay, siyasetçilere keşide edilen ‘zaman çeki’ gibi, ya iyi biçimde kullanılacak ya da heba edilecek.

NOT: Avrupa Komisyonu’nun İlerleme Raporu’nda, para politikası için politikaların belirsiz ve karmaşık, maliye politikası için de şeffaf olmadığı eleştirisi bir bütünlük sağlıyor. Bu, hem uygulanan politikaların ileriye dönük kılavuzluğu, hem de geride bıraktığı izler ve hesap verebilirliği açısından ‘kapalı kutu’ mekanizmalar demek; değişen konjonktürde, mevcut kırılganlıklara katkı yapar.


Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
KAPANIŞLAR (BIST)
BUGÜN 1000 TL NE OLDU?
1.000 TL        
BORSA
1.001 TL        
DOLAR
1.001 TL        
EURO
1.002 TL        
ALTIN
 
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.