Bütçe Maratonu Devam Ediyor
Maliye Bakani Oral, 2001 Yili Bütçe Kanun Tasarisini TBMM Plan Ve Bütçe Komisyonu`Na Sundu - Bugün Gelinen Nokta, Son 14 Yilin En Düşük Enflasyon Oranidir -Adeta Kader Olarak Algilanmaya Başlanan 25 Yillik Kronik Enflasyon Bugün Ciddi Bir Düşüş Eğilimi İçine Girmiştir -Hükümet, Enflasyon Oranini Tek Rakamli Düzeye İndirmeye Kararlidir -Avrupa Birliği`Ne Tam Üye Olmasi, Ülkemizi Hem Dünya İle Bütünleştirecek, Hem Bölgesinde Daha Güçlü Kilacaktir
ANKARA (A.A) -10.11.2000 - Maliye Bakanı Sümer Oral, Bugün gelinen nokta, son 14 yılın en düşük enflasyon oranıdır. Adeta kader olarak algılanmaya başlanan 25 yıllık kronik enflasyon bugün ciddi bir düşüş eğilimi içine girmiştir dedi. Oral, 2001 yılı bütçesini Plan ve Bütçe Komisyonu`na sunarken yaptığı konuşmada, bütçelerin devletin en önemli belgesi olduğunu belirtti. 2001 yılı bütçesinin 57. hükümetin ikinci bütçesi olduğunu anımsatan Oral, şöyle konuştu: Bu bütçenin, kararlılıklı uyguladığımız üç yıllık ekonomik programın ikinci dilimi olması yanında, sekizinci 5 YıllıkKalkınma Planının ilk bütçesi olma gibi önemli bir özelliği bulunmaktadır. 57. hükümet, uyguladığı programla, ekonomideki istikrarsızlığın temel nedeni olan kamu maliyesi başta olmak üzere ekonomik kurumları sağlıklı bir yapıya dönüştürmeyi, uzun yıllar yüksek düzeyde seyreden enflasyonu düşürmeyi, ülkede yatırım şevk ve ikliminiyeniden yaratmayı ve yapısal reformların da desteğiyle ekonomiyi sağlam bir zemin üzeride istikrarlı ve sürekli bir büyüme ortamına kavuşturmayı hedeflemiştir.
Sümer Oral, ekonomik prgramların uygulanmasında bugüne kadar gösterilen kararlılık ile iç ve dış piyasaların güveninin ve kamuoyunun büyük desteğinin kazanıldığını ve hedefe doğru önemli mesafeler alındığını anlattı. Dünyadaki ekonomik gelişmeleri de özetleyen Oral, 2001 yılında, gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme hızının yüzde 5.7, gelişen ülkelerdeki büyüme hızının iseyüzde 3.2 olacağının tahmin edildiğini söyledi. Sümer Oral, petrol fiyatlarındaki artışın, ihraç eden ülkelerin lehine olsa da, ithalatçı ülkeleri ve dünya büyümesini olumsuz etkilediğini belirtti. Oral, Artışın önlenememesi ve fiyatın makul bir düzeye inmemesi halinde, dünya ekonomisi için yapılan tahminlerin değişmesine neden olacaktır dedi.
TÜRKİYE`NİN AB`YE ÜYELİĞİ;
Türkiye`nin 10-11 Aralık 1999 tarihinde Helsinki`de yapılan zirvede AB`ye aday ülke olduğunu anımsatan Oral, sözkonusu birliğe girmek için hazırlanan Katılım Ortaklık Belgesi`nin de 8 Kasım`da açıklandığını ifade etti. Oral, şöyle konuştu: Avrupa Birliği`ne tam üye olması, ülkemizi hem dünya ile bütünleştirecek, hem bölgesinde daha güçlü kılacaktır. Türkiye bu süreçte, bir tarafta küreselleşmenin olumsuzluklarını en aza indirmek, bir taraftan da en fazla faydayı sağlamak üzere gerekli altyapıyı oluşturmak zorundadır. Yeni bir çağa, yeni bir bin yıla işte bu hedef ve sorumluluk anlayışı içinde giriyoruz.
TÜRKİYE`NİN BÜYÜMESİ;
Maliye Bakanı Oral, Türkiye ekonomisinde 1998 yılının son çeyreğinde başlayan durgunluğun, iç ve dış olumsuz gelişmelere ve uzun seneler çözüme kavuşturulamayan yapısal düzenlemeler veyaşanan deprem nedeniyle1999 yılında da devam ettiğini söyledi. Oral, alınan yapısal önlemlerle ekonominin bu yılın ilk yarısında yüzde 4.3 büyüdüğünü belirtti. Sümer Oral, ekonomideki olumlu gelişmeler neticesinde2000 yılının tamamında yüzde 6`lık bir büyümenin gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini kaydetti.
ENFLASYON;
Sümer Oral, toptan eşyadaki yıllık artışın 1995 yılındayüzde 65.6 iken bunun1996`da yüzde84.9`ya, 1997`de de yüzde 91`e yükseldiğini belirtti. Enflasyonun 1998 yılında yüzde 54.3`e gerilemesine rağmen 1999`da yenidenyükselerek yüzde 62.9`a ulaştığınıifade eden Oral, 2000 yılının ilk 10 ayındaki artışın ise yüzde 27.1 olarak gerçekleştiğini anımsattı. Petrol fiyatlarında öngörülenin üzerindeki yükselişin, ekonomideki canlanma ve faizlerdeki gerilemenin getirdiği talep artışı nedeniyle yıl sonu hedeflerine bir kaç ay gecikmeyle ulaşılacağını anlatan Oral, şöyle konuştu: Nitekim, petrol fiyatlarındaki artış, dünyanın en gelişmiş ülkelerinn çoğunda da enflasyon hedeflerinin revizyonunu zorunlu hale getirmiştir. Bugün gelinen nokta ise son 14 yılın en düşük enflasyon oranıdır. Adeta kader olarak algılanmaya başlanan 25 yıllık kronikenflasyon bugün ciddi bir düşüş eğilimi içine girmiştir. Enflasyonu aşağılara çekme mücadelesinde toplumun tüm kesimlerinin ortaya koyduğu destek, programın başarısındahiç kuşkusuz en önemli unsurdur. Yüksek enflasyonu olan ülke dünyada bugün, bir elin parmaklarından daha az sayıdadır. Tüm dengeleri tahrip edenenflasyon, gelir dağılımındaki bozukluğun da temel nedenidir. Hükümet, enflasyon oranını tek rakamlı düzeye indirmeye kararlıdır.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN