Program Lirayı Kurtardı Hedefler Kriz Kurbanı

09.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :



‘Parada tarihi adım’ bir yılını doldurdu.

MERKEZ Bankası`nın, 9 Aralık 1999`da açıkladığı para ve kur politikasında, hedefler kur sepetinde tutarken, programın en önemli unsurları olan enflasyon ve net iç varlıklar beklenenin üzerine çıktı. Dolar-euro paritesi gibi öngörülemeyen risklerin yanı sıra, programa en büyük darbeyi geçtiğimiz haftalarda mali piyasalarda yaşanan likidite sıkıntısı vurdu.

BUNDAN tam bir yıl önce Merkez Bankası Başkanı tarafından açıklanan üç yıllık para programı ilk yılını zorlu tamamladı. Son üç haftada yaşanan gelişmeleri ‘‘geçici’’ olarak nitelendiren ve enflasyon artış oranlarında beklenenin üstünde bir artış olmasına rağmen uygulanan ‘‘programın hedeflerinden sapmayı gerektirecek boyutta olmadığını’’ savunan hükümet, IMF`in uzattığı 10 milyar dolarlık can simidi ile programı da kurtarmış oldu. Yüzde 20`lik TEFE (Toptan eşya fiyatları endeksi) kasım ayı itibariyle hedefin 10.2 puan üzerine çıkarken, performans kriteri olarak 1.2 trilyon liraya sabitlenen net iç varlıklarda, artık hedef 1.9 trilyon lirayı tutturmak. Merkez Bankası`nın en başarılı olduğu yer ise, 1 dolar artı 0.77 eurodan oluşan kur sepeti oldu. Açıklanan hedeflere göre 9 Aralık 2000 itibariyle 1.141.809 olması gereken kur sepeti, bugün itibariyle 1.144.443. Merkez Bankası`nın 15 Aralık için öngördüğü bu rakam, 1.149.901 olarak öngördüğü yıl sonu hedefinin biraz üstünde gidildiğinin göstergesi.

Birinci yılını tamamlamasına son bir ay kala ciddi bir sınavdan geçen para ve kur politikasında, gözler artık 2001 yılının ilk altı ayına çevrildi. Programın ilk yılından ‘‘sadece para politikası ile ekonominin düzeltilemeyeceği’’ dersini çıkaran ekonomi çevrelerine göre, başarınının ön koşulu yapısal tedbirlerin alınması.

ÖNCE ENFLASYON ŞAŞTI

9 Aralık 1999`da Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel`in ‘‘enflasyonla mücadele taahhütnamesi’’ olarak açıkladığı 40 sayfalık program, IMF ile 22 Aralık`ta imzalanan stand-by anlaşmasının da en önemli adımıydı. Son yıllarda temelde kısa vadeli enflasyonist beklentiler, ödemeler dengesi ve kamu dengesi gibi değişkenlere göre şekillenen fiili kur politikası, bu program ile yalnızca enflasyon hedefine göre uygulanacaktı. Döviz kuru politikası 2000 Ocak-2001 Haziran dönemini kapsayan 18 aylık sürede ‘‘enflasyon hedefine yönelik kur sepeti’’, sonraki dönemde ise kademeli olarak genişleyen bant`` çercevesinde yürütülecekti.

Programa ilk olumlu tepki, kur riskinin ortadan kalkmasıyla faizlerden geldi. Hemen ilk haftasında banka faizlerinde 35 puanlık düşüşler olurken, bunun devamı devleti de önemli bir faiz yükünden kurtardı. Faizlerdeki bu düşüşün günlük yaşama etkisi ise, enflasyon-faiz ilişkisini değerlendiren toplumda tasarrufların harcamalara dönüşmesi şeklinde yansıdı. Bireysel kredi kullanımındaki artış hızla artarken, bunlardaki ağırlık da tüketime özellikle de otomobile yönelik oldu. Bu arada beklenmedik ilk gelişme euro paritesinde oldu. Dolara karşı 0.83`lere kadar gerileyen euro, tüketime dönen ekonomide ithalatı körükledi. Buna karşılık, ağırlıklı olarak euro ülkelerine yapılan ihracat gelirlerinde beklenen artış olmadı. Programın sürdürülebilirliği konusunda 6.7 milyar dolara ulaşan cari açık şüphe yarattı.

Bu yılın ocak-aralık dönemini kapsayan ilk 12 ayda yüzde 20 olması öngörülen TEFE, Merkez Bankası politikasının baz alacağı göstergeydi. Kasım ayında yüzde 2.4`e olan ve yıl boyunca 22.3 oranında gerileyen enflasyon 11 ayda ancak yüzde 30.2 oldu. Kur politikasının uygulanabilirliğinde Erçel`in en büyük güvencelerinden biri de, 22.6 milyar dolarlık döviz rezervleriydi. Üstelik uluslararası kuruluşlar da programa destek verecekti. Ancak üç hafta önce bankacılık sisteminde baş gösteren likidite sıkıntısı ve belirsizle Merkez Bankası`ndan çekilen döviz rezervleri 6 milyar doları aştı. Faizlerde ibre tekrar tersine döndü. IMF`nin vereceğini açıkladığı destekle şimdi ortalığın sakinleşmesi beklenirken, gözler para programının ikinci yılına çevrildi. Ancak onun öncesinde, Türk Telekom ve THY`nin ihale takviminin açıklanacağı 14 Aralık büyük önem taşıyor.

Kavi: Tek sorun mali piyasa değil

İSTANBUL Sanayi Odası (İSO) Başkanı Hüsamettin Kavi`ye göre, bu yıl boyunca yapılan en büyük yanlış sadece mali sektörle uğraşılması. Kavi, ‘‘Türkiye çok önemli bir gerçeği gözardı ediyor, para programları önemli, stand-by önemli ama Türkiye`de konuşulan tek konu mali sektörün rehabilitasyonu. Bunu yapalım derken, şimdi faturasıyla karşı karşıyayız’’ dedi. Programın dolar-euro çarpraz değişiklikleri, olası riskleri gözardı ettiğini söyleyen Kavi, 2001 yılının özellikle ilk yarısının çok önemli olduğunu, 30 Haziran`dan itibaren geçilecek bant sisteminden önce TL ve dövizde belli dengelerin oturtulması gerektiğini vurguladı.

Çağlayan: Devalüasyon lafı etmeyin

ANKARA Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan, para ve kur politikasının tavizsiz bir şekilde devamının şart olduğunu söylemekle birlikte, ‘‘Ancak mesele sadece bundan ibaret değil’’ dedi. Çağlayan, program açıklandığında tek çekincesinin dış ticaret dengesinde olduğunu, gelişmelerin bu endişesini haklı çıkardığını vurguladı. Çağlayan, şunları söyledi: ‘‘Para ve kur politikası ile enflasyon aynı ayarda gitmeyince sıkıntı olmaya başladı. Son günlerde özellikle devalüasyon lobisinin çok ciddi çalışmalar içinde olduğunu görüyoruz. Türkiye`ye topun tüfeğin yapamadığını devalüasyon yapar. Türkiye devalüasyon lafını ağzına bile almadan yoluna gitmek mecburiyetinde.

Soros: Türkiye sert önlemler almalı

PARA Sihirbazı olarak bilinen ünlü spekülatör George Soros, Türkiye olayında Uluslararası Para Fonu`nun (IMF), çok yerinde ve çabuk müdahale ettiğini belirterek, ‘‘Şimdi sıra Türkiye`de. Türkler, sorunlu ve kötü bankaları tasfiye etmek için, hiç vakit geçirmeden harekete geçmeli’’ diye konuştu. Türkiye`de hükümetin, bazı çevreler zarar görse bile sert önlemlerle işe koyulması gerektiğini de vurgulayan Soros, ‘‘Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da aktif ve kararlı tavır almak zorunda’’ dedi.

Macar asıllı ünlü milyarder işadamı ve uluslararası borsalarda büyük boyutlu spekülatif alım satımlara imza atan George Soros, Londra`da Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü`nde düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, son aylarda dünyanın gelişen ekonomilerinde yaşanan krizlere değindi. Soros, Türkiye`nin de bulunduğu bazı gelişmekte olan ekonomilerin yaşadığı son krizin 1997`daki Asya Krizi veya geçen yıl Brezilya`nın içine düştüğü boyutlarda olmadığını kaydetti.(HÜRRİYET)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
  • BIST
  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
9.125 Değişim: 0,50% Hacim : 81.925 Mio.TL Son veri saati : 17:33
Düşük 9.056 29.03.2024 Yüksek 9.154
Açılış: 9.125
32,3777 Değişim: 0,19%
Düşük 32,2128 29.03.2024 Yüksek 32,5453
Açılış: 32,3174
35,0502 Değişim: -0,04%
Düşük 34,8774 29.03.2024 Yüksek 35,3786
Açılış: 35,0651
2.326,43 Değişim: 0,26%
Düşük 2.314,41 29.03.2024 Yüksek 2.337,29
Açılış: 2.320,42
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.