Euro Alanında Büyüme Devam Ediyor, Faiz Oranları Düşürülmeyecek
ABD Merkez Bankası, Fed`deki mevkiidaşının aksine, Avrupa Merkez Bankası, AMB Başkanı Wim Duisenberg, global ekonomideki yumuşamaya ilişkin kaygılanma ya da faiz oranlarını düşürmeye yönelik bir tutum içine girme gereği görmüyor.
Fed Başkanı Alan Greenspan geçen hafta ABD merkez bankasının bir sonraki hareketinin faiz oranlarını düşürmek olacağı sinyalini verirken, Duisenberg Perşembe günü Euro alanındaki fiyat istikrarının hala üst kısımda olduğunu ve bir sıklaştırıcı eğilimin bulunduğunu söyledi.
Avrupa Merkez Bankası, AMB`nin olağan toplantılarından birisininin ardından Duisenberg, Görebildiğimiz gelecekte hala, hızı son aylarda biraz yavaşlamış olsa da, gürbüz bir ekonomik büyüme söz konusu, dedi ve daha önce gelecek ve bir sonraki yıl için yaptığı yüzde 3`lük büyüme tahminini sürdürdü. AMB, beklendiği gibi faiz oranlarını değişmeden bıraktı.
Duisenberg`in sözleri, geçen hafta ABD büyüme hızı farkedilir derecede düştü diyen Greenspan`in kaygılı tonuyla çelişti. Duisenberg`in yorumları, hiç bir zaman ABD kadar hızlı bir büyüme göstermeyen Avrupa`nın, global yavaşlamayı da ABD kadar keskin hissetmeyeceği yönündeydi.
İyimser tahminciler bile, yüksekten uçan ABD ekonomisinin sonunda inişe geçmekte olduğunu, beşinci vitesten üçüncü vitese düşeceğini öngörüyorlar. Henüz hız kazanmaya başlamış, dördüncü vitese geçmeye hazır Euro alanı ekonomisi de üçüncü vites de, sıkışarak, takılı kalabilir. Bu görünüm ABD`nin, ekonomistlerin yüzde 2`nin altında olarak tanımladığı sert inişi tecrübe etmesiyle, daha da kötüleşebilir.
Daha yavaş büyüme
Mevcut durumdaki piyasa konsensusu her iki ekonomi için, Euro alanında yüzde 3.4 ve ABD`de yüzde 5.1 olan büyümenin gelecek yıl yüzde 3`e düşmesi. Kısa zamanda resesyon gelebileceği kaygıları, uzak görünüyor. Alman Makine ve Fabrika İmalatçıları Derneği sözcüsü Alex Batschari, Gelecek yıl Avrupa ve dünyanın geri kalan kısmının daha yavaş, ancak hala iyi bir hızla büyüme şansını yüksek görüyoruz, dedi. Frankfurt`da yerleşik ticaret grubu Perşembe günü, Batı Avrupa`daki sektörün siparişlerindeki artışı gelecek yıl için yüzde 4 olarak tahmin etti. Bu oran, geçen yıl yüzde 5 idi. Makine araçları ya da fabrika ekipmanı gibi sermaye malları, ekonomideki ilk değişiklikleri tipik olarak yansıtıyor.
Euro alanına daha endişeli bir bakış için, bir çok belirtinin bulunduğu da kesin. Hollanda endüstrisinin yatırım planlarına ilişkin bir anket, Hollanda`lı firmaların bu yılın yüzde 13`lük büyümesine kıyasla ekipman yatırımını gelecek yıl yalnızca yüzde 5 arttıracağı yönünde. Kimya ve mühendislik sektörleri en karamsar olan sektörler.
Çarşamba günü, bir İtalyan endüstri grubu olan Confindustria, İtalyan ekonomisinin bu yılki büyümesine ilişkin üç ay önce yüzde 3 olan tahminini, yüzde 2.7`ye düşürdü ve bu hızlı değişikliği işverenlerin kar marjinlerinin daralmasına yol açan yüksek petrol fiyatlarına ve dış talepteki düşüşe bağladı. Gelecek yıl için öngörüsünü de, yüzde 2.8`den yüzde 2.5`e düşürdü. Talepler azaldıkça, işten çıkarmalar tırmanıyor. General Motors bu hafta başında, gelecek yıl Avrupa`da 5,000 işçi azaltımına gideceğini söyledi. Braunschweig, Almanya`da yerleşik yazılım şirketi Gedys Internet Ürünleri şirketi, bu ay başlarında 70 işçi çıkaracağını ya da personelini yüzde 24 azaltarak, sayıyı 292`ye çekeceğini açıkladı.
Pencereler için cam üreten Brüksel`de yerleşik Glaverbel SA şirketi ise, 12,000 kişilik işgücünden 1,000 işi azaltmak üzere. Glaverbel yönetim kurulu başkanı Luc Willame, Tüketici talebinde ilk yarının müşteri talebi çılgınlığını artık görmüyoruz. Yine de, keskin bir tersine dönüş yerine, bu yılın ikinci yarısındaki büyümenin `normale döndüğünü söyleyebiliriz, dedi.
`Refah, zenginlik etkisinin` rolü
Gerçektende, Euro alanınındaki büyüme gelecek yıl yüzde 2.5`e düşse bile, bu hala bölgenin son on yıllık yüzde 2`nin biraz üzerinde olan ortalamasından daha yüksek. Amsterdam`da yerleşik ABN Amro Bank ekonomisti Han de Jong, Avrupa için bu hala oldukça iyi, dedi. Yüksekten uçan ABD`deki endüstri için ise bu oran, son yıllarda ekonominin hızlı büyüme oranıyla başa çıkabilmek için arttırdığı kapasitesinde ciddi bir küçülmeye gitmesi anlamını taşıyor. (FİNANSAL FORUM-THE WALL STREET JOURNAL)