Kamuda Toplam Kalite Tartışılacak

13.11.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :

Türkiye kamuda kaliteyi tartışmaya açıyor. TÜSİAD`ın katkısıyla düzenlenecek olan 10 ana tema oturumunun yanı sıra kongre kapsamında 15 teknik oturum da yer alacak. Ayrıca iki özel oturumda, ünlü gelecek bilimcisi Alvin Toffler Gelecekte toplumsal düzen, yeni ekonomi konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından Kevin Kelly de Ulusal ekonominin yeni boyutları konusunu ele alacaklar. Paralel oturumlarda ise dünyadan ünlü konuşmacıların dışında, Türkiye`den de Başbakanlık AB Genel Sekreteri Volkan Vural, İMKB Başkanı Osman Birsen, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, ressam Yusuf Taktak ve Berna Yılmaz gibi ünlü simalar yer alacak. KalDer Genel Sekreteri Hakan Kilitçioğlu, İcra Kurulu Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Azmi Yarımkaya, Pazarlama ve İletişim Koordinatörü Samih Yedievli ile KalDer ve 9. Ulusal Kalite Kongresi hakkında konuştuk.


** Öncelikle KalDer`in kuruluşu ve bugün ulaştığı noktadan sözedebilir miyiz?

YEDİEVLİ: İlk adımı 1990`da atılan Kalite Derneği, 1991 yılında 9 üye ile kuruldu. KalDer`in misyonu, ülkemizdeki tüm özel ve kamu, kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin dünya çapında kalite seviyelerine ulaşmaları ve rekabet güçlerini artırmaları için uygun ortamlar yaratmaktır. İlk çalışma uzmanlık grupları oluşturmaktı. Bunlar tamamen gönüllü kişilerin katılımıyla oluşturulan, konulara odaklanmış gruplar. İkinci hareket Ulusal Kalite Kongresi oldu. İlki 1992`de yapılan kongrenin, bu yıl dokuzuncusu gerçekleşecek. Bu yılın ana teması toplam kalite yönetimi ve kamu sektörü olacak. 1993 yılında bunlara bir ana madde daha eklendi: Ulusal Kalite Ödülleri. Bu ödüller, 2000 yılında üç kategoride yapılmaya başlanacak. Bu yıl ilk defa kamu hizmeti veren kurumlara da ödül vereceğimizi duyurduk. 2001 yılında ilk ödüller verilecek.


** KalDer`in ana amaçları nedir?

KİLİTÇİOĞLU: Kurulduğumuzdan bu yana temel misyonumuz Türkiye`deki toplam kalite bilincini, kalite felsefesini bir yaşam biçimi haline getirmek. Özel misyonumuz ise ülkemizdeki tüm kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin dünya çapında kalite seviyesine ulaşmaları için gerekli ortamı sağlamak. Burada önemli olan bu misyon doğrultusunda uygun ortamın Türkiye`de oluşması. Gerekli ortamın sağlanması için araçlarını da, uygulama ve hizmet verme olarak kendi etkinliklerimizle, eğitimlerimizle aktarıyoruz. 91`den beri 27 bin civarında kişinin KalDer bünyesinde eğitim aldığını biliyoruz. Memnuniyetle görüyoruz ki, 1991`de bu eğitimi veren bir kaç kurum ve kuruluş varken, KalDer`in toplam kalite bilincinin ve de ISO 9000`in yayılması ile birlikte şu anda çok geniş bir kitle var. Türkiye`de yönetim bilimi alanında değişik ihtiyaçları karşılayan kuruluş sayısı arttı. KalDer kendi misyonu içinde olan bölümde hizmet veriyor. Farklı ihtiyaçlara hitap edebilen eğitim, danışmanlık kurumları oluşmuş durumda.


** Yani, KalDer bir sektör yaratıyor ve kendisi yeni trendleri izlemeyi sürdürüyor, öyle mi?

YARIMKAYA: Aslında KalDer kendini eğitici bir kuruluş olarak tanımlamıyor. Eğitimi toplam kaliteyi tanıtabilmek için araç olarak kullanıyor. Diğer eğitici kuruluşlardan büyük bir farkımız var. Eğitici kuruluşlar eğitimi verir ve döner. KalDer, eğitimin ardından toplam kalite bilincini yerleştirmek için ne gerekiyorsa onun için eğitim vermeyi sürdürüyor. Bu alanda pazar yaratıyor.

KİLİTÇİOĞLU: Toplam kalite bilincinin artması ile ihtiyacı KalDer doldurmayacak. KalDer eğitimde belli bir standartın yakalanmasını, korunmasını sağlayan ve Türkiye`deki kurum ve kuruluşların ihtiyacı olan yeni eğitimlerin, programların ortaya çıkmasını sağlayan bir kurum olacak. Eğitim, fonksiyonlarımızdan bir tanesi.
Toplam kalite yönetimi uygulamasında şirketlere düşen görevler hangileri?

YARIMKAYA: Stratejilerimizde özdeğerlendirme uygulamasının ülke çapında yaygınlaştırılması, toplam kaliteyi yaygınlaştırıcı yönde özendirici ve paylaşımcı faaliyetler düzenlenmesi, ulusal kalite alt yapısının geliştirilmesi, Avrupa ve dünya kalite organizasyonlarına etkin katılım, üyelik aracılığıyla katılım ve paylaşımın artırılması bulunuyor. Burada bir `özdeğerlendirme` kelimesi var. Bunu ön plana çıkartmaya çalışıyoruz. Özdeğerlendirme kuruluşların kendi kendilerini gözden geçirmeleri. Diğer bir tanımıyla, özeleştiri süreci. Özdeğerlendirmeyi yapan kuruluşlar bizim için mükemmelliğe ulaşacak kuruluşlardır.


** Her yıl belli sayıda büyük holdingin sırayla aldığı bir ödül gibi görünüyor. Sanki Türkiye`nin gerçeğini oluşturan küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarına, toplumun tümüne inemiyorsunuz gibi bir izlenim var. Bunun nedeni nedir?

KİLİTÇİOĞLU: Holdinglerin daha geniş bilgi birikimi ve kaynakları olduğu için kalite uygulamalarına onlar daha önce başladı. Büyük gruplar dışında ise yabancı ya da yabancı ortaklı gruplar var. Birde 80 - 90 yıllarında oluşan bir kesim var. Bu kesimin de ulusal kalite hareketine katıldığını gözlemliyoruz, ama doğal olarak geriden geliyor. Çünkü bu kesimin elinde birikmiş insan gücü, alt yapı daha düşük. Ödül kazanan holding kuruluşlarına bakarsak, bu kuruluşlar aynı zamanda Avrupa`da da bu ödülleri kazanıyorlar. Bu kuruluşlar hala ayakta kalabiliyorsa, bu başarının ardında toplam kalite felsefesinin önemli oranda uygulanması yatıyor.
YARIMKAYA: Tek başına ürün kalitesi kuruluşların başarısındaki sürekliliği sağlamaya yetmiyor. Bizim sunduğumuz model, aslında yönetim kalitesini örgütlemeye yarayan bir model. Kalitenin özel sektöre yönelik olduğu, kamuya ve KOBİ`lere yönelik olmadığı şeklinde bir algılama var. Geriye dönüp, niçin diye sorduğunuz zaman bu da doğal. Çünkü holdinglerin küçük kuruluşlara göre iletişim araçları, dünyayı izlemeleri çok daha etkin. 90`lı yıllarda kalite uygulamalarının farkına ilk varanlar doğal olarak holdingler ve yabancı bağlantılı dış gruplar oluyor.


** Şu anda KOBİ`lerin toplam kalite yönetiminde durumu nasıl?

YARIMKAYA: KOBİ`ler nerede? Bunlar da ulusal kalite hareketi içerisine girmeye başlıyor. Bizim görevimiz önce duyarlılığı yaratmak. Bunu ilk kapan büyük kuruluşlar oldu, şimdi alttakiler. 2000`li yıllardaki hedefimiz ise kamu. Biz bu işin eğitimle başladığını kabullendik ve Milli Eğitim Bakanlığı`na girdik. Ardından da son iki yılda çok ön plana çıkan sivil toplum örgütleri geliyor. Önümüzdeki yılki planlarımız içerisinde sivil toplum örgütleri de yer aldı.

KİLİTÇİOĞLU: 1991 yılında ödül üzerinde çalışmaya başladık. 1992 yılında TÜSİAD - KalDer Kalite Ödülü olarak lanse ettik. TÜSİAD bizimle bağlantı kurdu, destek verelim dedi ve bu ödül ortaya çıktı. Her şeyde öncü kuruluşlar var, bekle - gör diyen kuruluşlar ve takip eden kuruluşlar var. KOBİ`ler belli bir faz farkıyla işin içine girebiliyor. Türkiye`de başarılı KOBİ`ler var. Bu yıl göreceğiz bunları. Kriz ortamlarını hesaplayan kuruluşlar öncü oluyorlar.

YEDİEVLİ: Avrupa`daki örneklere dönmek istiyorum. 99`da Avrupa Kalite Ödülünü alan kuruluş 50 çalışanı olan bir aile oteliydi. Bu yıl 12-13 kişilik bir diş hekimliği bürosu başarı ödülü aldı. Türkiye`de de böyle şeyler mutlaka vardır. Ödülün gücü bu uygulamaları ortaya çıkarmakta.


** Gelelim bu yılki kongrenize. Kamu sektörüne yönelik, ses getirecek bir çalışmayapıyorsunuz.Bize bu kongreden sözedebilir misiniz?

YEDİEVLİ: Bu yıl yapılacak olan kongrenin kendi içinde bölümleri var. İki ana temel yapıdan oluşturduk. Birincisi, ana teması `Toplam kalite yönetimi ve kamu sektörü` olan 9. Ulusal Kalite Kongresi. İkincisi, 5. Kalite ve Yönetim Sistemleri Fuarı. Kongrede neler var? Birincisi, iki tane özel oturum yapılacak. Alvin Toffler ve Kevin Kelly iki ayrı oturumda konuşacak. Bu iki özel oturumun hedefi geleceğin fotoğrafını çekmek. İkincisi ana forum oturumları var. Katılımcılar kamu yönetiminde uygulamaların nasıl yapıldığı üzerinde konuşacaklar. Burada Yargıtay Başkanı Sami Selçuk gibi uzman kişilerin yer alıyor.


** Kamu kesiminde şu ana kadar toplam kalite çalışmasına başlayan kurumlar oldu mu?

YARIMKAYA: Kamuda bu uygulama çok fazla var. Ama, kamuda kalite uygulamasının yeni başladığını düşünmek lazım. Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı ile değerlendirme toplantısı yaptık. Eskişehir DSİ Genel Bölge uyguluyor. Burada başlayan çalışmaların Elazığ bölgesine sıçradığını görüyoruz. MEB`den iyi haberler geliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri`nde bu işin çok ciddi bir şekilde ele alındığını, araştırmalar yapıldığını, ciddi biçimde kaynak ayrılarak bu işin yürüdüğünü görüyoruz. TSK`deki hedeflerden biri olan hastenelerde özellikle uygulanıyor. Bunların dışında Emniyet Müdürlüğü`nden güzel örnekler var. Aydın ve Mardin Emniyet Müdürlüğü uyguluyor. Hastanelerde var. Kocaeli Sanayi Odası uyguluyor. Bizim çok arzu ettiğimiz birşey vardı. Üniversitelerde bunun ders müfredatının içerisine girmesini istiyoruk. ODTÜ, Boğaziçi, Marmara Üniversitesi`nde toplam kaliteciler yetiştirmek üzere programlar hazırlamaya başladılar. Kamu, bu işe sıcak bakıyor. Ama kamunun boyutunu düşündüğümüz zaman çok hızlı, çabuk olmayacağının bilincindeyiz. Sabırlıyız. KalDer tüm desteği verme çabası içinde.


** Ana temanız kamuda toplam kalite, hedef kitleniz kimler?

YARIMKAYA: Kongrenin yapısına baktığımızda bir ana tema oturumları var. Bu yıl ana tema kamuda kalite. Dolayısıyla hedef kitlemiz kamu oluyor. Bir de ana tema oturumlarının dışında hedef kitlelerimiz var. Akademisyenler, öğrenciler, kuruluşların yöneticileri, kalite yönetici ve temsilcileri. (FİNANSAL FORUM)



Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
KAPANIŞLAR (BIST)
BUGÜN 1000 TL NE OLDU?
1.018 TL        
BORSA
1.001 TL        
DOLAR
1.001 TL        
EURO
1.005 TL        
ALTIN
 
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.