Metal Sanayiinde Sendikal Uyuşmazlık

26.10.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :
Metal sanayiinde grup toplu iş sözleşmesinde taraf olan üç sendika ile MESS arasında anlaşma sağlanamadı. Dolayısıyla uyuşmazlığa gidildi. Ülkemizde, siyasal, sosyal ve ekonomik konularda olduğu gibi, sendikal konularda da gündem krizlerle dolu. Bunlardan birisi de, metal sanayii işkolundaki uyuşmazlık krizidir.


Aşılamayan veya ertelenen her kriz, daha büyük bir krizin doğmasına yol açar. Bu nedenle en kısa sürede uyuşmazlığın giderilmesi ve uzlaşmaya varılmasında büyük yarar vardır. Acı da olsa, gerçekleri ortaya koyup, doğrulara ulaşmanın ve krizleri aşmanın yollarını bulmalıyız. Metal sanayiinde uyuşmazlık noktasına gelinmesinde, sendikal isteklerin, sadece doğrudan ücretlerle sınırlı olmamasının, büyük rolü vardır. Uyuşmazlığa konu istekleri, alt alta sıraladığınızda görünen şudur:


- Ücret zamları,
- Asgari ücret,
- Tazminat ve ikramiyeler,
- Yakacak yardımı,
- Yıllık ücret izin,
- Evlenme yardımı,
- Doğum ve ölüm yardımları,
- Çocuk yardımı,
- Öğrenim yardımı,
- Yemek yardımı,
- Vasıta yardımı,
- Ulusal bayramlar ve genel tatil günleri,
- Sendikal izinler,
- Ara dinlenmeler,
- İhbar tazminatı,
- İşten çıkarma,
- Taşeron işçisi çalıştırmama vb.


Bütün bu parasal isteklerin ölçüleri, uyuşmazlığın esas nedenini oluşturmaktadır. Bu tür ölçüsüz taleplerde bulunanlar, üzülerek ifade etmek gerekirse, üretmeden tüketmeye, kazanmadan bölüşmeye istekli yöneticilerdir. Önce bu hususun ülke gerçekleri ortaya konularak aydınlatılması, ardından da sağlıklı bir toplu sözleşme yapılması için masaya oturulması gerekmektedir. Aksi halde, asgari müştereklerde mutabık kalınmadan, sağlıklı bir uzlaşmanın gerçekleşmesi mümkün değildir. Hele hele işi çözümsüzlüğe götüren beyanlar, ileride mutlaka olması gereken uzlaşmaları, daha da zora sokacaktır.


KARŞILIKLI ÖZVERİ;

Örneğin; bu toplu sözleşmelere muhatap olan sendikalardan birisinin başkanı tarafından 20.10.2000 tarihli gazetelerde yer alan aşağıdaki beyanlar, uzlaşma imkânlarını daha da zor hale getirmiştir. Öncek bu hatalı tutumdan vazgeçmek gerekmektedir.

Ne diyor sendika başkanı;

MESS yönetimi aklını başına alsın. Yoksa bizden yine tokat mı yemek istiyor. Hakkımızı onların kafalarına vura vura alırız! Değerli sendika başkanı bununla da yetinmiyor ve ekliyor:


Başbakana diyorum ki! Sözleşmemize karışma, patronların ağzı ile konuşma ve son çıkışını yaparak ilave ediyor. Eğer patronlar aklını başına almazlarsa... 8-10 milyon kişiyle Ankara`ya yürürüz. Aşamayacağımız hiçbir engel yoktur.
Toplu sözleşme müzakereleri karşılıklı özverilerle uzlaşmaya varma yöntemidir. Demokratik bir sivil toplum mekanizmasıdır. Ama uyuşmazlığa giden bir sendika başkanı, müzakere ile sonuç verecek bir mekanizmayı işletmek yerine, yukarıdaki ifadelerle çözüm arar ise, yararlı bir sonuç alamaz. Olacak şey değil. Sanki karşısında, yatırım ve üretim risklerini sırtlanmış, işverenler ve devlet yöneticileri yok da, İzmir`den denize dökülmesi gereken düşmanlar var! Pes doğrusu.
Müzakere ile, uzlaşarak hak almak yerine, patronların kafalarına vura vura hak almak yöntemini, ne demokrasi ile, ne insan hakları ile, ne de toplu sözleşme ile bağdaştırmak mümkün değildir. Ülke gerçeklerini, ulusal yararları gözardı ederek, yatırım ve üretimin çok önemli hususlarını yok farz ederek, sadece parasal isteklerle, toplu sözleşmelerin sonuçlanmasını beklemek, hiçbir sendika üyesine veya yöneticisine refah getiremez.


Hiç, patronların ve müteşebbislerin kafasını kırarak üretim ve ihracatı gerçekleştirmek mümkün mü?

2000 yılının ekonomik istikrar programı, 2001 yılının yeni yeni belirlenmekte olan ekonomik hedefleri gözardı edilerek uzlaşma sağlanabilir mi? İşletmelerin içinde bulundukları darboğazlar, yatırım, üretim ve ihracat işlemlerinde karşılaşılan sıkıntılar ve enerji yetersizliğinin ortaya çıkarabileceği riskler unutularak, patronların kafalarına vurarak ne elde edilecektir? Ülkemizde sadece işçiler, sadece sendika yöneticileri değil, 65 milyonun çok büyük bir bölümü, her geçen gün biraz daha zorlaşan geçim sıkıntısından, enflasyon canavarı ile savaşarak kurtulmak istemektedir. Bu savaşı milletçe kazanmak zorundayız. Hükümetin bu maksatla yürürlüğe koyduğu veya koyacağı önlemleri sonuna kadar desteklemeliyiz. Patronların başlarına vurarak değil, enflasyon canavarının başına vurarak başarıya ulaşabiliriz. 9-10 milyon kişi ile Ankara`ya yürüyerek birşey elde edilemez.


Ne milli gelirde kişi başına düşen pay artar, ne üretim artar, ne ihracat artar. Ancak milletçe, sendikalar veya sendikasız, enflasyonun üzerine kararlılıkla ve taviz vermeden yürürsek, toplumca refaha varırız. Bu maksatla, toplu iş sözleşmelerine taraftar olan işçilerin ve işverenlerin yetkili temsilcileri, sağduyu rehberliğinde, hedeflerini aşağıdaki şekilde belirlemelidirler.

- İşletmelerin, ekonomik kriz ve darboğazlara rağmen ayakta kalması sağlanmalı, gerekli özveri gösterilmelidir. Çünkü, yatırımsız kalkınma, üretimsiz paylaşma hiçbir şekilde mümkün değildir. Hele hele patronların kafalarını vurarak hiç mi hiç mümkün değildir.

- Üretim ve ihracatın hiç aksatılmadan süreklilik kazanması için işçi-işveren-hükümet üçlüsü omuz omuza hareket etmelidir.

- Rekabet gücü zedelenmeden verimli bir çalışma ortamının tesisinde işçi-işveren el ele olmalıdır.

- İstihdamda daralmaya yol açmadan, üstelik yeni istihdam imkânlarını araştırarak, üretimle dengeli ekonomik önlemlerle paralellik arz eden ücret uygulamalarında, kafaya vurarak değil, uzlaşarak, görüşerek sonuca varılmalıdır.


SON SÖZ;

Ulusal yararımız, işyerlerimizi sorunsuz ve sağlıklı üretim yapar konumda tutmak üzere işçi ile işveren, hükümetlerin de desteklerini alarak, el ele, gönül gönüle olmalıdırlar. Zira başka bir Türkiye yok. (DÜNYA)

Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
KAPANIŞLAR (BIST)
BUGÜN 1000 TL NE OLDU?
1.018 TL        
BORSA
1.001 TL        
DOLAR
1.001 TL        
EURO
1.005 TL        
ALTIN
 
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.