Türkiye`de iş dünyası süratle değişirken bankalar yeni stratejiler üretmeye zorlanıyor

Hükümet iki haneli enflasyonu kontrol altına almak için reformlarını sürdürürken, Türk bankaları işlerini yeniden yapılandırma ve yabancı ortak bulma çabasındalar. Faiz oranlarının IMF destekli reformların sonucu olarak düştüğü bir ortamda, bankacılar hükümete yüksek faizle borç vererek, kolay para kazanıldığı günlerin sona erdiğini, söylüyorlar. Faiz gelirinin düşmesinden kaynaklanan kaybı telafi etmek amacıyla, Türk bankaları perakende franchise oluşturma, güçlü bir menkul kıymetler bazını ve yüksek likiditeyi garantileme konularında acele ediyorlar.Türkiye`nin en karlı özel bankası Akbank`ın üst düzey başkan yardımcısı Suzan Sabancı Dinçer, "Bankacılık sektörü, kendini tamamen yeniden yapılandırmalı. Büyük şirket grupları, bankaları ve diğer iş kolları arasında sinerji arayışında. Türkiye`de iş yapma yolları değişiyor. Konsolidason geliyor," dedi."Zor geçiş " Son dönem Merrill Lynch raporuna göre, Türk bankacılığını iki yıllık zor bir geçiş dönemi bekliyor. Raporda, "Ölçekli ve / veya niş pazar ekonomileri olan bankaların devlet bankaları ve küçük bankalara oranla daha fazla kazanması bekleniyor. Bir çok küçük banka ayakta kalmakta zorlanabilir ve bazı kayıplar olması mümkün," deniyor. Rapora göre, Akbank, Türkiye İşbankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kazananlar arasında yer alacak.Geçen yıl yüzde 75 oranında olan faiz oranlarının, mevcut durumda yüzde 30`a düşmesiyle, Akbank`ın kazançları yüzde 30 düştü. Diğer bankalar da benzer bir kayıpla karşılaştı. Akbank, hükümete borç vererek elde ettiği faiz geliri kaybını, agresif bir şekilde tüketici kredisi ve proje finansmanı portföylerini genişleterek tanzim edebildiğini açıkladı. Akbank, geçen yılın ilk altı ayındaki net faiz gelirini 382 milyon dolar ve bu yılın ilk altı ayındaki net faiz gelirini ise 383 milyon dolar olarak bildirdi. Banka, faiz marjinlerinin gelecek yıl ek olarak yüzde 25 daha azalmasını beklediğini, ancak küçük ve orta ölçekli girişimcilere vereceği kredileri arttırarak kaybı tanzim etmeyi planladığını, açıkladı.Akbank`ın hayatta kalma planı, Türk bankacılık sektörü için bir ekstremi temsil ediyor: Banka finans dışı menkul kıymet varlıklarını elden çıkartıp, asıl bankacılık operasyonlarına odaklanarak, yüzde 6 olan pazar payını iki yıl içinde ikiye katlamayı amaçlıyor."Sektör için model "
Suzan Sabancı Akbank`ın, Türkiye`nin en büyük şirketler gruplarından birisi olan Sabancı Holding`e ait şirketlerdeki finans dışı menkul kıymet varlıklarını satarak, gelecekteki birleşmeler ve satın almalar için 1 milyar dolarlık bir kalkan sağlamayı umuyor.Ege Menkul Değerler`den analist Hikmet Hükmenoğlu, "Akbank etkin bir şekilde hızlı ve agresif davranırsa, bankacılık sektörü için bir model olacak," dedi.Spektrumun diğer ucunda ise, endüstriyel büyümeyi uyarmak amacıyla modern Türkiye`nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk`ün insiyatifiyle kurulmuş olan özel banka İşbankası bulunuyor. Banka, yeni finansdışı menkul kıymet yatırımlarıyla pozisyonunu bir grup olarak sağlamlaştırma çabasında. İşbankası bir alım döneminde. Bu yıl, 2.5 milyar dolarlık mobil telefon lisansı almak için Telecom Italia SpA ile güç birliğine gitti ve devlete ait petrol dağıtıcısı Petrol Ofisi`nin yüzde 51`ini almak için bir konsorsiyuma katıldı. İşbankası yönetim kurulu başkanı Ersin Özince, "Daha fazla hissedar ve hissedar değeri oluşturmak için menkul kıymet katılımlarına odaklandık," dedi.Analistler, Akbank`ın tamamen finansal bir kurum olmaya geçişinin, Türk bankalarının yabancı ortak bulma sürecinde, Akbank`ın lehine olacağı görüşünde. İstanbul`da yerleşik ING Barings`de analist olan Atıf Cezayirli, "İşbank`ın aksine, Akbank Türkiye`ye gelen yabancı bankalar için avantajlı bir pozisyona geçiyor," dedi.Citibank NA, HSBC Holdings PLC, ABN Amro Bank NV ve Deutsche Bank AG`yi de kapsayan yabancı bankalar Türkiye`nin güneydoğu Avrupa ve Ortadoğu`da en umut vaat eden perakende pazarına sahip olduğunu yıllardır düşünüyorlar. Ancak, Türkiye`nin geçömişte ekonomik reformları uygulamadaki başarısızlıkları ve Türk banka sahiplerinin kurumlarına abartılı değer biçmesinden dolayı, operasyonlarını genişletmede isteksiz davrandılar. Ne var ki, mevcut durumda, durumun değişiyor olduğuna ilişkin işaretler bulunuyor. Deutsche Bank, bu yılın başında Bender Menkul Değerler`in yüzde 30 hissesini aldı ve Societe Generale de İktisat Bankası`ndan hisse almak için görüşmelerde bulunuyor.Genişleme faaliyeti çerçevesinde Akbank, perakende, şirket, yatırım ve özel bankacılığın yanı sıra varlık yönetimini ana işi olarak belirledi. Banka, iki ay önce tüm kredi kartı aktivitelerini Ak Operasyon birimi altında topladı ve geçen ay kendi varlık yönetimi şirketini oluşturmak için lisans aldı. Akbank son zamanlarda özel bankacılık bölümünin başına bir Julius Bear genel müdürü getirdi. Gelecek iki yıl içinde Türkiye`de yeni bir ipotek piyasası oluşacağını tahmin eden Akbank, bazı potansiyel yabancı yatırımcılarla görüştüğünü söyledi, ancak isim vermekten kaçındı. Banka, bir çok diğer Türk bankası gibi, varlık yönetiminde de yabancı bir ortak arayışında. Akbank üst düzey direktörü Akın Kozanoğlu, "Gelecek altı ay içinde stratejik bir ortaklığa gereksinimimiz var," dedi. (FİNANSAL FORUM THE WALL STREET)