Yaşarbank Eski Genel Müdürü Suskunluğunu bozdu
Egebank`ın satışı sırasında da genel müdürlük görevinde bulunan Erdem, Egebank`ın Murat Demirel`e nasıl satıldığını, olayların gelişimini bankanın satışında rol alan grupları ve kendisinin bu satış sürecindeki yerini anlattı.
Özellikle kamuoyuna yansımayan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki Yaşarbank`ın daha önce içinde bulunduğu durumu ve siyasilerin tavrını tarih, yer ve kişi isimleri vererek anlatan Erdem, Hüseyin Bayraktar ve Murat Demirel`in Egebank`tan dolayı kendisine yaptıkları suçlamaların da tamamen asılsız olduğunu iddia ediyor. Erdem, olayların gelişimin aşama aşama şöyle anlatıyor:
Egebank`ın durumu gizlendi;
1994 yılında bu ülkede kriz yaşandı. Dövizlerin bir hafta içinde 14 bin 850 liradan 45 bin liraya kadar çıktığı bir devreyi hatırlayın. Peşinden 5 Nisan kararları geldi. 1994 krizine gerek özkaynak, gerek sermaye, gerekse Hazine kağıdı almak açısından hazırlıksız yakalanan bankaların hepsi perişan oldular. Bunların başında da Egebank geliyor. Egebank bu şekilde krize yakalanınca bankanın sahibi Hüseyin Bayraktar, bu krizden çıkamam diyerek Hazine ve Merkez Bankası`na gidip `Alın anahtarı size bedava veriyorum` diyor. Yurtdışında satmayı deniyor. Kısaca Egebank`ın durumu perişan. Hazine ve Merkez Bankası`nda kayıtları var. Bu kriz devam ederken üç bankaya el kondu ve tasfiye edildi. Geriye kalan zor durumdaki bankalar da 64. madde gözetimine alındı. Egebank da 64. madde kapsamına alınmıştı. Ama bu kamuoyuna ilan edilmedi. Mevduata da devlet güvencesi getirildi.
Enver Ören devrede;
Egebank`ın 64. madde kapsamına alındığı bir dönemde Hüseyin Bayraktar`ın bankanın başına kendisini getirmek için çok çaba sarfettiğini, ama bunu kabul etmediğini söyleyen Sami Erdem, İhlas Holding ile ortaklık kurulunca Enver Ören`i kıramayarak görevi kabul ettiğini belirtiyor. Erdem, Enver Ören ile Hüseyin Bayraktar`ın Egebank`taki ortaklığını ise şöyle anlatıyor:
Benim devamlı peşimde gezen, beni bankanın başına getirmek isteyen Hüseyin Bayraktar, sen `batık bankaları kurtaran adamsın, gel bankanın başına geç` diyor, ama ben kabul etmiyorum. Ama ne zaman ki, İhlas Holding ile otomobil ve bankacılıkta yüzde 50-50 olmak üzere ortaklık kuruldu durum farklılaştı. Ancak ortaklık yapısı da ilk etapta farklıydı. İlk konuşmalarda Egebank`taki ortaklık payı ise şöyle idi; Yüzde 50 Bayraktar Grubu`nun, yüzde 40 İhlas Holding`in, yüzde 10 da benim olacaktı. Ama sonradan Hüseyin Bayraktar, bu ortaklık yapısından dolayı Enver Bey`e `evde kavga var` diyerek dert yanmış. Enver Bey de bu dert yanmalar karşısında bankanın yüzde 55 hissesini Hüseyin Bayraktar`a verdi. Ben 1 ay direndim, kabul etmedim. Ancak Enver Bey`in ricası üzerine kabul ettim. Bu durumda Egebank`ta yüzde 10 hisseyi ben, yüzde 35 hisseyi İhlas Holding aldı, yüzde 55 hisseyi de Bayraktar aldı.
Egebank`ta Erdem dönemi başlıyor;
21 Ekim 1994 tarihinde Egebank`ta genel müdür olarak göreve başladığını vurgulayan Erdem, 64. madde kapsamındaki bankayı kurtarmak için sermaye artırımına gittiklerini, özkaynak ve yabancı kaynak dengesini kurmaya çalıştıklarını ifade ediyor. Belli bir süre sonra bankanın toparlanmaya başladığını dile getiren Erdem, bu dönemlerde 1994 krizinin sektörde etkilerinin hâlâ hissedildiğinin de altını çiziyor.
30 Eylül 1997 tarihli Bankalar Yeminli Murakıplar raporunun da bankanın 64. madde gözetiminden çıkacak şekle geldiğini gösterdiğini vurgulayan Erdem, Hazine`den de şube açma konusunda izin aldıklarını ifade ediyor.
...ve Murat Demirel sahnede;
1998 yılına gelindiğinde ise bankanın 5 trilyon kâr ettiğini ve sermaye artırımına gittiğini hatırlatan Sami Erdem, nisan ayında Murat Demirel`in Hüseyin Bayraktar`a bankanın satılması konusunda müracaat ettiğini anlatıyor. Hüseyin Bayraktar`ın iddia ettiği gibi bankanın satışına kendisinin aracılık etmediğini savunan Erdem, sadece genel müdür ve yüzde 10 hissesi olan bir ortak olarak satış sürecinin içinde yer aldığını söylüyor. Erdem, bankanın satış görüşmesinde kimlerin yer aldığını ve pazarlık sürecini ise şöyle anlatıyor:
Bayraktar`ın odasında oturup görüştük. Odada; Murat Demirel, Aydoğan Semizer, Hüseyin Bayraktar, Bayraktar`ın danışmanı Aydın Dündar, Bayraktar`ın oğlu ve ben vardım. Demirel`e paranız var mı diye sorduk. Filan bankada şu kadar dolarımız var dediler. Orada anlaştılar. Hüseyin Bayraktar`la yaptıkları pazarlığın dışındaydım. Yaptıkları pazarlık belli bir süre sonra şekillendi. Mukaveleye bağlandı. Satışa aracılık etmedim. Genel müdür olmamdan dolayı konuların içinde oldum.
Damga vergisinden kurtulduk;
Egebank`ın satışı için Romanya`ya gitmelerinin nedenini ise damga vergisinden kurtulmak olduğunu ifade eden Erdem, Murat Demirel, Hüseyin Bayraktar ve kendisinin uçakla Romanya`ya gittiğini hatırlatıyor.
İhlas`ın hisseleri ne oldu?
Bankanın Murat Demirel`e satılması sırasında Hüseyin Bayraktar`ın kendisine aba altından sopa gösterdiğini iddia eden Sami Erdem, İhlas`ın hisseleri ile beraber satılırsa bankayı satarım diye bir ay direndim. Hüseyin Bayraktar bana Demireller`in kendisine Bana diyorlar ki, sen hisseni bize sat, genel kurul yaparız, Sami Bey`i genel müdürlükten atarız. Diğer ortakların hisselerini yok ederiz` dediklerini söyledi. Ben İhlas`ın hisselerini de alacaksınız diye bir ay diredim. Madem üç kişi yola çıktık üç kişi ayrılırız dedim. Enver Bey, `hissemi satmıyorum` dedi. Ama sonunda İhlas`ın hisseleri boşa gitti diye konuşuyor.
Bankanın Demirel`e satıştaki durumu;
Hüseyin Bayraktar`ın yüzde 55 hissesini 100 milyon dolara Murat Demirel`e sattığını kaydeden Erdem, kendisinin yüzde 10 hissesine ise 10 milyon dolar önerdiklerini ama kavga-gürültü 18 milyon dolara hisselerini sattığını belirtiyor. Erdem, bankanın satıldığı andaki durumunu ise şöyle anlatıyor: Anlaşma 5.5.1998 de oldu. Alelacele bankayı aldılar. Onlara şunu söyledim; bankacılıkta 6 ve 12 aylık bilançolar çok önemlidir. Sabredin haziran bilançosunu çıkaralım, size daha detaylı bir durum gösterelim dedik. Onlar ise biz tetkik ettik dediler. Amaç belliymiş. Amaç bankanın yönetimini biran önce almak ondan sonra satış bedellerini ödememek için gidip mahkemeye müracaat etmek. Ben bunu yüzlerine söyledim.
Egebank için geri alma girişimi;
Bankayı Murat Demirel`e sağlam teslim ettiğini iddia eden Erdem, Hazine kayıtlarında ve kendi aralarında imzaladıkları mukavelelerde bunları belirttiklerini anlatıyor. Demireller`in bir ay sonra banka kötü demeleri durumunda ise bankayı geri almak isteğini kaydeden Erdem, Demireller bankanın içi kötü deyince Hüseyin Bayraktar`a dedim ki, `geri versinler bankamızı.` Onlara da söyledim, beğenmiyorsanız verin bankamızı dedim. 5.5.1998`te bankayı sattık, 29 Haziran`da gittiler bizi mahkemeye verdiler. Aradan iki ay geçti. Hüseyin Bayraktar `olur mu öyle şey` dedi. Kabul etmedi diye konuşuyor.
Erdem`in pişmanlığı;
Sami Erdem, Hayatınızda keşke bunu yapmasaydım diyerek pişman olduğunuz birşey varmı? şeklindeki sorumuza karşılık şu yanıtı veriyor:
Hüseyin Bayraktar ile ortaklık yaptığıma pişmanım. Bir de bankanın başına keşke gelmeseydim. İhlas`ın hatırı için bankasının başına geldim. Enver Bey`i kırma pahasına gelmeseydim. Üçüncüsü de bu bankanın satılmamaması konusunda ısrarla direndiğim inadı devam ettirseydim.
Yaşarbank için 1988`de tasfiye kararı alınmış;
Sami Erdem, Yaşarbank`ın (Tütünbank) genel müdürlüğünü yaptığı dönemde bol keseden kredi dağıttığı ve bu yüzden Selçuk Yaşar`la arası bozulduğu iddialarını da yalanlıyor. Bankaya el konulmasına neden olan usulsüzlüklerin temelini attığı iddialarını kesinlikle reddeden Erdem, Yaşarbank`tan dolayı kendisinin suçlanmasını hukuki terör ve hukuki cinayet olarak değerlendiriyor.
Erdem, Tütünbank`ı zarara uğratmadığını aksine tasfiyesine karar verilmiş bir bankayı düze çıkardığını ifade ediyor. Tütünbank`ın 1988 yılında o dönemin Başbakanı Turgut Özal`ın onayı ile nasıl tasfiyesine karar verildiğini Sami Erdem şöyle anlatıyor:
1987 yılının sonuda Vakıflar Bankası`ndan ayrıldıktan sonra bana birçok bankadan teklif geldi. Birçok teklif arasından Tütünbank`ı tercih ettim. Yaşar Holding`in sahip olduğu Tütünbank`ta 15 Eylül 1988 günü göreve başladım. Aynı zamanda Yaşar Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Finans Kooordinatörü olarak göreve başladım. Bankada göreve başlayıp Ankara`ya gittiğimde bana o günün Kambiyo ve Bankacılık Genel Müdürü Ali Kocatürk, `Tütünbank`ın Bankalar Kanunu`nun 68 ve 69. maddeleri gereği tasfiyesine karar verildiğini` Başbakan`ın olur imzasının olduğunu anlattı. Ben Kocatürk`e dedim ki, üzülme Selçuk Yaşar ile yaptığım protokolü yırtar göreve başlamam dedim. Ali Bey sonra dedi ki, `Turgut Özal ve Yusuf Özal seni çok sever bir de banka tasfiyesi ile uğraşmayalım, devam et, sen bankayı nasıl olsa kurtarır, düze çıkarsın.` Ben daha sonra İzmir`e gittim, çalışarak Tütünbank`ın tasfiye hadisesini ortadan kaldırdım. Bankayı düze çıkardık. Hazine`nin kayıtlarında bunlar var
Selçuk Yaşar: Hazine`den bize intikal eden birşey yok;
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Yaşar, Hazine`den kendilerine, Yaşarbank`ın (Tütünbank) 1988`de tasfiyesine karar verildiğine ilişkin intikal etmiş birşey olmadığını belirterek, Sami Erdem`le ilgili dava açılmış olduğunu, bu konuda konuşmayı etik bulmadığını söyledi.
Bayraktar: Erdem, yalancı;
Bayraktar Holding Onursal Başkanı Hüseyin Bayraktar, Sami Erdem`in dile getirdiği birçok şeyin yalan olduğunu belirterek, Erdem`in psikolojik rahatsızlk içinde bulunduğunu savundu.
Bayraktar, İnsanların belli zamanlarda kafada sıkıntıları olabiliyor. Sami Erdem`in söyledikleri hiç ipe sapa gelir doğru laflar değil. Lüzumsuz polemiklere girmeyelim. Bugün artık bu davalar mahkemeye intikal etmiş. Ayrıca da mahkemeye intikal etmiş konular üzerinde de konuşmanın bir faydası olmaz. Ayrıca, bankanın satışında aktif rol oynayan Isparta`ya helikopterle Şevket Demirel`e giden ben miyim. Erdem, satıştan 18 milyon dolar aldı. Bunu ömründe kazanabilir miydi, Allah`tan korkmaz dedi.
Sami Erdem`den çarpıcı açıklamalar ;
* Fondaki bankalarda çalıştı. Şu anda hastalığının tedavisi için ABD`deki Houston Medical Center`da bulunan, uzun yıllar kamu bankalarında çalışan ardından da Yaşarbank (Tütünbank), Yurtbank ve Egebank`ta genel müdürlük yapan Sami Erdem, Egebank`ın Murat Demirel`e nasıl satıldığını, olayların gelişimini, İhlas Holding`in ve kendisinin bu satış sürecindeki yerini DÜNYA`ya anlattı.
* Egebank`ın durumu gizlenmiş. Sami Erdem, 1994 krizi devam ederken üç bankaya el kondu ve tasfiye edildi. Geriye kalan zor durumdaki bankalar da 64. madde gözetimine alındı. Egebank da 64. madde kapsamına alınmıştı. Ama bu kamuoyuna ilan edilmedi. Mevduata da devlet güvencesi getirildi açıklamasını yaptı.(DÜNYA)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN