El-Erian’dan ilginç G-20 yorumu!
Dünyanın en büyük tahvil fonunu yöneten Pimco`nun CEO`su Muhammed El-Erian,güney Kore-Busan’dan gelen haberleri yorumladı
Dünyanın en büyük tahvil fonunu yöneten Pimco`nun <ımg hspace="10" vspace="5" align="right" src="http://i.bigpara.com/i/55big/Muhammed_El_Erian.JPG">CEO`su Muhammed El-Erian, güney Kore-Busan’dan gelen haberleri yorumladı...
ımg>El-Erian’ın görüşleri sadece bigpara.hurriyet.com.tr’da...
‘Uluslararası gelişmiş siyasi eşgüdüme ihtiyacı olan bir dünyada, G-20’nin küresel kalkınma açısından en iyi yaklaşımlardan biri olduğuna inanıyorum. G-20 bugün olması gereken noktada olamasa da periyodik toplantılar, siyasi konularda kafamızda önemli öngörüler oluşturuyor.
Busan’daki grubun müzakerelerini takip eden bildirimin parçalarını biraraya getirdim. Aklıma takılan beş önemli noktayı sizler ile paylaşacağım.
İlk olarak G-20 bildirisi grubun önceki katı siyasi tepkisinin büyümeyi iyileştirmede kilit rol oynadığını yineledi. Bu ülkeler, büyüme ve hisse alım satımındaki beklentileri ve kurtarma hareketini korumak için hazırda bekliyor. Bu durumdan son derece memnunuz.
İkinci olarak, büyüme oranlarında geniş farklılıklarla nitelendirilen ve beklenenden daha hızlı düzelme gösteren bir küresel ekonominin olduğu hızlı bir dünyada yaşıyoruz. Ayrıca her ülkedeki kamu maliyesinin selameti açısından bakıldığında da ortada büyük farklılıklar mevcut.
Üçüncü olarak G-20, banka sermayesinin hem miktarını hem de kalitesini artırma ihtiyacı, subjektif riski azaltmak, etkili çözüm araçları üretmek, vergi mükelleflerini korumak ve saydamlığı arttırmak gibi meşhur finansal reform önceliklerini yineliyor.
Giderek farklılaşan ve bağlantısı kopmuş ulusal siyasi yaklaşımlar için birleştirici bir mıknatıs sağlamada hala anlamlı bir gelişme kaydedilemiyor. Gerçekten de bu bildiri ülkeyi ayrıma sürüklüyor.
Dördüncü nokta ise ve önceki iki noktayla bağlantılı olarak, önemli mücadelelerin yerinde saydığını gösteriyor. Bunların bazısı genel G-20 siyasi yaklaşımında önemli bir değişimin arkasında kalıyor. Bildirime göre grup iki kritik noktaya değinmiş. Bu yaklaşım, yeterli kaçış hızı sağlamada başarılı olamamış ve yeni oluşan bu ek hasar gittikçe sürdürülemeyen bütçe açıkları ve borçlar halinde hissedilmeye başlamıştır.
Son olarak bu ülkelerdeki yüzde 3.13’lük bir oran, gelişmekte olan ülkelerin oy kullanma gücünü arttırmak için Dünya Bankası’nın söz reformundaki anlaşmayı hoş karşıladı. Bunlar, uluslararası kuruluşların süregelen temsilcilikleri ve meşru bütçe açıklarına hitap etmek için devam eden çabaların sinyali olsa da aynı zamanda bu adımların küçük ve yavaş atıldığını da kanıtlıyor. Tüm konuşulanlara rağmen üreten ülkeler bugünün ve yarının dünyası yerine dünün dünya görüşünü yansıtan bir küresel kalkınma sistemini benimsediğini gösteriyor . Bu da etkili ve dayanıklı bir küresel siyasi eşgüdüme olan umudun altını çiziyor.
Peki bütün bunlardan hangi sonuca varmalıyız ve bu durum bizim piyasalarımıza nasıl yansıyacak?
Bu günün G-20 bildirisi bende, yapısal ve dengeli birtakım gerçelerin, kendilerini küresel ekonomiye empoze etmesinin ispatı olduğuna dair güçlü hisler uyandırıyor.’
Korkum şu ki, tüm bunlar bugünkü finansal piyasada bugün için hala önem arz eden az üç boyutu yakalayabilir.
• Rejim değişimlerini tanımada zorluk çeken kafa yapıları, daha alışılmış konjonktürel çerçevelerin aldatıcı rahatlığını tercih etmektedir.
• Değişim oranlarına aşırı odaklanan yaklaşımlar;
• Sermaye ve kredi riskini açığa çıkaran yatırım portfolyoları ve yetersiz faiz oranları yaratıyor.
Son olarak ortaya çıkan tabloda ABD’deki veriler şunu gösteriyor: Temkinli olmak ve kemerleri bir süre daha sıkı tutmak gerekiyor!