Her 100 aileden 1`i yoksulluk yardımı alacak

Yoksulluk nedeniyle çocuklarını okula kaydettiremeyen ve sağlık kontrollerini yaptıramayan 1 milyon 117 bin 147 aile Sosyal Riski Azaltma Projesi’ne başvurdu. Başvuranlardan 697 bin 904’ü bu yardımlara hak kazandı. Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) çalışmalarını yürüttüğü Dokuzuncu Kalkınma Planı hazırlıkları kapsamında oluşturulan Gelir Dağılımı ve Yoksullukla Mücadele Özel İhtisas Komisyonu raporunu hazırladı. Raporda, Türkiye’de yoksullukla mücadele konusunda yapılan en etkili ve başarılı kurumsal örnek Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’na bağlı olarak başlatılan Sosyal Riski Azaltma Projesi olarak gösterildi. 28 Kasım 2001 tarihinde yürürlüğe giren Sosyal Riski Azaltma Projesi’nin amacı üst üste yaşanan ekonomik krizler sonrası oluşan yoksullukla mücadelede etkin politikaların geliştirilmesi ve bu politikaları uygulayan kamu kurumlarının kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi olarak belirlenmişti. Proje, Hızlı Yardım, Şartlı Nakit Transferi, Yerel Girişimler ve Kurumsal Gelişim bileşenlerinden oluşuyor. Projenin Şartlı Nakit Transferi kapsamında yoksulluk nedeniyle çocuklarını okula kaydettiremeyen, gönderemeyen veya okuldan almak zorunda kalan, okul öncesi çocukların düzenli sağlık kontrollerine götüremeyen ailelerin ya da düzenli sağlık kontrollerini yaptıramayan anne ve adaylarının ekonomik yönden desteklenmesi ve Türkiye’de düzenli bir nakit sosyal yardım sisteminin yerleştirilmesi amaçlanıyor. Yerel Girişimler Bileşini kapsamında ise vatandaşların üretken hale getirilip kendi gelirini sağlayarak geçimini sağlayabilmesi amaçlanıyordu. DOĞU VE GÜNEYDOĞU İLK SIRADA Rapora göre, Şartlı Nakit Transferi Yardımları için 2005 sonu itibariyle 1 milyon 117 bin 147 kişi başvuruda bulundu. Türkiye’deki hane halkı sayısının 17 milyon 96 bin 537 olduğu dikkate alındığında, söz konusu yoksulluk yardımından yararlanmak için başvuruda bulunanların toplam hane halkının yüzde 6.5’ine denk geliyor. Başka bir deyişle Türkiye’deki her 100 aileden yaklaşık 7’si yoksulluk yardımından yararlanmak için başvuruda bulundu. Şartlı Nakit Transferi Yardımlarından yararlanmak için başvuranların yüzde 27.2’sine denk gelen 303 bin 315’inin Güneydoğu Anadolu, yüzde 18.7’sine denk gelen 208 bin 968’inin Doğu Anadolu, yüzde 14.6’sına denk gelen 163 bin 624’ünün Karadeniz, yüzde 11.7’sine denk gelen 131 bin 156’sının İç Anadolu, yüzde 11.1’ine denk gelen 123 bin 716’sının Akdeniz, yüzde 9’una denk gelen 101 bin 91’inin Marmara ve yüzde 7.6’sına denk gelen 85 bin 277’sinin ise Ege Bölgesi’nde bulunduğu belirlendi. BAŞVURANLARIN YÜZDE 62’Sİ YARDIMA HAK KAZANDI Şartlı Nakit Transferlerinden yararlanmak için başvuruda bulunanların yüzde 62’sine denk gelen 697 bin 904’ü bu yardımlara hak kazandı. Yoksulluk yardımı alan aile sayısı toplam aile sayısının yüzde 1’ine denk geliyor. Bu da her 100 aileden birinin yoksulluk yardımı aldığını gösteriyor. Yoksulluk yardımından alan ailelerin 249 bin 536’sının Güneydoğu Anadolu, 158 bin 79’unun Doğu Anadolu, 82 bin 807’sinin Karadeniz, 67 bin 510’unun Akdeniz, 39 bin 529’unun Marmara ve 36 bin 335’inin de Ege Bölgesi’nde bulunduğu belirlendi. 2005 sonu itibariyle sŞartlı Nakit Transferi kapsamında eğitim yardımından yararlanan sayısı 1 milyon 266 bin 252 olarak belirlendi. Bunların 448 bin 220’sinin Güneydoğu Anadolu, 262 bin 677’sinin Doğu Anadolu, 144 bin 809’unun Karadeniz, 120 bin 987’sinin Akdeniz, 114 bin 562’sinin İç Anadolu, 76 bin 467’sinin Marmara ve 63 bin 530’u ise Ege bölgesinde bulunuyor. Sağlık yardımından yararlananların sayısı ise 731 bin 696 olarak belirlendi. Bunların da 300 bin 403 kişiyle büyük bölümü Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunuyor. Bu bölgeyi 197 bin 899 kişiyle Doğu Anadolu, 76 bin 530’la Karadeniz, 54 bin 845’le Akdeniz, 51 bin 269 kişiyle İç Anadolu, 26 bin 797’yle Marmara ve 23 bin 953’le de Ege Bölgesi izliyor. KURUMLAŞMA DÜZEYİ YÜKSEK, BAŞARILI BİR UYGULAMA Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ve Sosyal Riski Azaltma Projesi kapsamında sağlanan yardım ve hizmetlerin yoksullukla mücadele için çok önemli olduğu belirtilen raporda, Ülkemizde bu konuda yapılan ve objektif kriterler üzerine inşaa edilen ve kurumlaşma düzeyi yüksek, başarılı bir uygulamadır. Kapsamının genişletilmesi ve erişilebilirliğinin artırılması, sürdürülebilir bir kurumsal konuma ve mevzuata kavuşturulması gereklidir denildi.