KOBİ`lerin işbirliği zorunlu
Belçika merkezli danışmanlık şirketi Corporate&Public Strategy Advisory Group`un (CPS) patronu Tulû Gümüştekin, 3 Ekim`de başlayan AB müzakere süreciyle çevre ve istihdam gibi düşük maliyetle çalışan KOBİ`leri zor bir dönemin beklediğini belirterek, KOBİ`ler arası işbirlikleri, birleşmeler ve alımlar artar dedi. Süreçte KOBİ`leri yeni mevzuata hazırlamanın kamunun görevi olduğunu savunan Gümüştekin, İllaki mali yardım değil onlara bu değişimi anlatmak, diğer ülkelerin tecrübelerinden modeller geliştirmek gerekiyor. Bu konuda çalışmalar var, ama yeterli değil. Burada onları hazırlamak kamunun sorumluluğunda. Özel sektörlerin de bu konuda çalışmaları var ama yeterli değil diye konuştu. Bunun için AB`nin de kaynak ayırdığını, ancak yeterli olmadığını belirten Gümüştekin, şöyle devam etti: AB her bölgeye 50`şer milyon dolar bütçe ayırarak bu bölgelerde ağırlıkla eğitim çalışmaları veriyor. KOBİ`lerin yetiştirilmesi sağlanıyor. Ama bunlar çok küçük bütçeler. Gümüştekin, Türkiye`ye AB-nin idari kapasitenin geliştirilmesi için 2004, 2005, 2006 yılları için parçalar halinde 1 milyar avro ayırdığını söyledi. Türkiye`nin bu programı düzgün şekilde yürüterek AB havuzlarına katkı sağladığını ifade eden Gümüştekin, şunları söyledi: Bu havuzlardan proje geliştirerek para kullanmak mümkün. AB 6. Çerçeve Programı bunun örneği. Türkiye proje geliştirmede zayıf. Ama gelişecek. Gümüştekin, 2006`da AB`nin yeni bütçesinde Türkiye`ye çok daha ciddi miktarda kaynak ayrılacağını belirtti. AB`nin katılım öncesi desteğinin tüm aday ülkeler için 15 milyar avro olacağını söyleyen Gümüştekin, bu rakamın dört aday ülke arasında bölüştürüleceğini anlattı. Gümüştekin şunları dile getirdi: Romanya ve Bulgaristan`ın içeri gireceği düşünülürse dışarıda Türkiye ve Hırvatistan kalıyor. Bu arada AB, batı balkanları içeri alyor. Makedonya`nın da adaylık statüsünün onaylanması bekleniyor. 15 milyar avronun bir ksmı Hırvatistan ve batı Balkan ülkelerine ayrılacak. 8-9 milyar avroluk fonun altı yıl boyunca Türkiye`ye ayrılabileceğini tahmin ediyoruz. Başarı sektöre bağlı Müzakere sürecinde bir sektörü zorlanacak diye belirlemenin yanlış olduğunun altını çizen Gümüştekin, otomotiv sektörünün başarısını örnek gösterdi. Otomotiv sektörünün Gümrük Birliği`nde en çok zorlanacak sektör olarak konuşulmasına rağmen tehditleri avantaja çevirdiğini vurgulayan Gümüştekin, başarının sektör oyuncularının yaratıcılığına ve yeteneğine bağlı olduğunu söyledi. `Süreç dikkatli yönetilmeli` Türkiye`nin müzakere masası oluşturarak global bir çalışma sürecine girdiğini söyleyen Tulu Gümüştekin, Bu sürecin yönetimi de çok dikkatli götürülmeli dedi. Gümüştekin, müzakere ekibinin çok büyük bir orkestra olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: Orkestradan farklı sesler çıkmaması gerekiyor. Daha orkestrada uyumu göremiyoruz. Hatta orkestradaki müzisyenlerin tamamını bile göremiyoruz. Burada çok ciddi bir sıkıntı olduğunu tahmin ediyorum. Koordinasyonda ve süreci yönetmede sıkıntı olduğuna dikkat çeken Gümüştekin, orta vadede sıkıntının büyüyebileceği uyarısında bulundu. Müzakerelerin başlaması o ülke için bir güven unsurudur. Türkiye gelebileceği noktanın çok altında diyen Gümüştekin, yabancı yatırımcıların ilgisinin artması için reformların şart olduğunu söyledi. AB mevzuatının ne olduğundan öte AB`nin neleri tartıştığını takip etmek gerektiğini söyleyen Gümüştekin, AB`nin bugünkü gündemi dahi bilinmiyor dedi.