Özelleştirme aksarsa karanlıkta kalırız
AKŞAM`ın sorularını yanıtlayan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) Başkanı Yusuf Günay, `Varlık içinde yokluk çekiyoruz. Her yıl 5-10 milyar dolarlık suyu boşa akıtıyoruz` dedi.
`Türkiye karanlıkta kalır mı?` sorusunu `Rehabilitasyonlar yapılmazsa, özelleştirmeler yapılmazsa, tabii ki olabilir` şeklinde yanıtlayan Günay, nükleer santralların kurulması sürecine ilişkin olarak da çarpıcı açıklamalarda bulundu. Nükleer santrallarla ilgili olarak, piyasada haksız rekabet ortamı yaratılması endişesini dile getiren Günay, `Yanlış algılamalara neden olacak kararlardan kaçınılsın. Nükleer santral için de lisans uygulaması gerekir. Piyasayı bozucu teşvik verilmemeli` dedi. Yusuf Günay, Türkiye enerji piyasası ve nükleer enerji ile ilgili olarak AKŞAM Ankara Haber Müdürü Nergis Bozkurt ve Ekonomi Muhabiri Hüseyin Özay`ın sorularını yanıtladı:
Türkiye`yi enerji konusunda nasıl bir gelecek bekliyor, sağlıklı bir enerji piyasası oluşturulabildi mi?
2001 yılından bu yana yapılan yasal düzenlemelerle birlikte enerjinin yeniden yapılandırılması kararlaştırılmış oldu. Bu reform, çok zorlu bir süreçtir. Kurula ait kararlar, 2003 yılının başından itibaren uygulanmaya başlamıştır. Maalesef özelleştirmeler ayağı gerçekleşmeyince, piyasanın oluşumunda gecikmeler ortaya çıktı.
Elektirik üretiminin yüzde 83`ünü devlet yapıyor. Bulgaristan, Dünya Bankası tarafından Türkiye`ye model gösterilmektedir. Sonuçta özelleştirmeler burada çok önemli rol oynuyor. 2006 yılında dağıtım özelleştirmelerinin en az 6 bölgesinin gerçekleştirilmesi zorunluluktur.
Hükümet sizinle aynı görüşte mi?
Maliye Bakanlığı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bu konuda kararlılar. Beklediğimiz bir yasa var Meclis`te. Yasa çıktıktan sonra özelleştirmeler başlayacak.
Enerji yatırımlarında gecikme var mı?
Arz güvenliği çok tartışılır. Çok doğaldır. Piyasada belirli önlemlerin alınması gerekir. Elektrik Üretim A.Ş.`nin tesislerinin rehabilite edilmesi gerekir. Rehabiliteler, özelleştirme yapılacak diye yapılamamıştır. İkincisi, bizden lisans alan insanların da zamanında üretime geçmesi gerekir. Bunun için de piyasanın cazip olması gerekir. Bu ülkede gerekirse elektrik
ithalatı da yapılacak ihracatı da yapılacak.
Yatırımların desteklenmesi konusunda yeni adımlar atılacak mı?
Yatırımların önünde diğer kurumlarla ilgili herhangi bir engel varsa bunu biz takip edeceğiz. Gerekirse, Maliye Bakanlığı`na Orman Bakanlığı`na gideceğiz. Şirketlerin sıkıntısı olursa, bu arkadaşlar bakanlıklara gidecekler. Özel sektör kuruluşu hala sıkıntı yaşıyor. Bunun için 7-8 kişilik ekip oluşturduk. Müşteri odaklı yapılanmaya gittik. Bu insanlar da bizim müşterimizdir.
Kaçak akaryakıt hangi boyutlara ulaştı?
Türkiye`de 2003 yılında Petrol Piyasası Kanunu çıktı. Kaçakçılık yoktu. Bunu kontrol edecek organ da yoktu. Biz ilk etapta bu konuda bir koordinasyon olmadığını gördük. Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik komutanlığı ile bir protokol imzaladık. Bu protokol çerçevesinde Türkiye`de ilk defa bin kişilik bir ekibi eğittik. Bu ekiple Türkiye`yi baştan sona taradık. Bin beşyüz civarında firmaya ceza kesildi. 100 üzerinde tanker mühürlendi. Yüzlerce soruşturma işlemi devam ediyor. Bir azalma olduğu ifade edilmeye başlandı. Kaçak akaryakıt artmıyor, azalıyor. İlk defa etkin bir denetim görülüyor. Ancak bu çalışmalar artıkça, bir kesim tarafından kaçak akaryakıt arttığı yönünde iddia ortaya çıkıyor. Bir kesimde de denetimler çok fazla bunlar affedilmeli, fikri ortaya çıkıyor. Bizim mücadelemiz devam edecek. Burada tek eleştirildiğimiz konu, ulusal marker`i uygulamaya sokamamamız. Bu da kurumun aradığı teknik şartnamedeki markerın kontrol cihazlarının sağlanamadığı için ortaya çıktı. Ancak TÜBİTAK ile bir anlaşmaya varıyoruz. 6 ay içinde ulusal marker çalışması başlıyor. Yoğun kaçak akaryakıt olduğu illerde operasyonlar devam ediyor. İlk defa sivil ve askeri otorite bir araya gelerek ortak çalışma başlatmıştır.
Af söylentileri gündeme geliyor
Af söylentileri zaafiyet oluşturuyor. Örneğin, bir kamyon sahibine herhangi bir ihlalde 800 milyarlık ceza var; dağıtım şirketlerine de aynı ceza uygulanıyor. Biz kamyonlara cezanın onda biri olmasını istedik. EPDK ceza verirse biz affederiz mantığı olmaması lazım.
Biodizelde sistem oturabildi mi?
Biodizele çok önem veriyoruz. Bu konuyu bir standarda kavuşturmak için çok uğraşıyoruz. Bu üretimin yerli ürünlere dayalı olması lazım. İthal yağlarla biodizel üretilecekse hiç anlamı yok. Yerli ürünlerle üretimden vergi alınmamasını doğru buluyoruz. Biodizel konusunda, kaçak akaryakıta alet edenler olmuştur. Biodizel konusunda mayıs ayında belirsizlikler ortadan kalkmış olacaktır.
Türkiye`de gaz fiyatından şikayet ediliyor. Düşürülmesi konusunda bir çalışma var mı?
Sonuçta gaz fiyatını biz belirliyoruz. Ve gazın maliyetine bakıyoruz. Gazın fiyatını yükselten bir çok etken var. Ancak biz, gaz fiyatının düşürülmesi için her türlü girişimde bulunuyoruz. Bugün, belediyelerin kar oranları 4 cent civarındadır. Bu oranı düşürmek için çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemlerde daha ucuz doğalgaz kullanacağız.
ENERJİDE VARLIK İÇİNDE YOKLUK ÇEKİYORUZ
Karanlıkta kalacak mıyız?
Rehabilitasyonlar yapılmazsa özelleştirmeler yapılmazsa, tabii ki olabilir. Ama bunun çaresi, piyasanın oluşturulmasıdır. Bunlar olursa, Türkiye karanlıkta kalmaz. Gerekirse elektrik ithal edebilirsiniz; ihraç da edebilirsiniz. Santrallar rehabilite edilirse karamsarlığa düşmeye gerek yok.
Kriz olur mu?
Kriz olmaz diyorum ama bunun için şartlarım var. Varlık içinde yokluk çekiyoruz. 10 bin megavatın üzerinde santral kurabilecek kömür yatakları vardır. Bu kaynakları özel sektöre açtığımız zaman, bu yatırım süratle gerçekleştirilir. 10 bin megavatlık tesis kazandırılır. Boşa akan su kaynaklarımız var. Geçen yıl 3 bin megavatlık suya dayalı lisans verdik. 500 civarında başvuru var. 400 özel sektör kuruluşu kendi projesini geliştirdi. Suyu hiçbir şekilde değerlendirmiyoruz. Avrupa`da 1 megavatlık sular bile değerlendiriliyor. Yerli kaynakları kapatıp sadece doğalgaza açık bırakırsak yanlış olur. 2005 yılında çok önemli adımlar attık. Bizim geçen yıl 10 bin 500 megavatlık bir gücü özel sektöre açtık. Bir yılda iki yılda yapılacak yatırımları 10 yılda yapmışık. Şu anda her yıl 5-10 milyar dolarlık suyu boşa akıtıyoruz.
NÜKLEER SANTRALLAR İÇİN DE LİSANS ALINMALI
Nükleer santrallar konusunda endişeniz var mı?
Esasen biz kurul olarak enerji kaynakları açısından bir tercih yapma noktasında değiliz. Biz nükleer santralın yapılmasının doğru olacağını düşünüyoruz. Ancak piyasada yanlış algılamalara neden olacak kararlardan kaçınılmalıdır. Bunun mutlaka özel sektör tarafından yapılması gerekir. Nasıl insanlar rekabet içinde elektrik ve doğalgaz için lisans alıyorsa, bu, nükleer santral için de geçerli olmalıdır. Nükleer santrallarda insanlar haksız rekabet ile karşı karşıya kalmamalıdır. Altı dağıtım bölgesi gerçekleşirse, bu insanlar elektriği satın almak zorunda olacaklar. Bu insanlar belki bir araya gelerek, bir nükleer santral kurabilirler. Bunun piyasaya hiçbir olumsuz etkisi olmaz.
Bu süreçte EPDK devre dışı mı bırakılıyor?
Nükleer santralın kurulması konusunda ikili yapı olacak. Atom Enerji Kurumu, nükleer santralin kurulması için izin veriyor. Biz de elektrik üretmek için izin vereceğiz. Elektrik santrallarında nasıl yöntem varsa, nükleerde de öyle olacak. Atom Enerjisi Kurumu ile bu konuda görüşüyoruz. Ortak hareket ediyoruz. Piyasa oluşumunun başlangıcında olduğumuz ve yatırımcıların güven duygusuna ihtiyacımız olduğu için, piyasaya bozucu bir teşvik verilmemesi gerekir.
`Doğalgazda dışa bağlı olmamız çok normal